29 Kasım 2015 Pazar

Trabzon Hurması Fidanı HACHİA, Saksıda - Fidan Satışı, Fide Satışı, internetten Fidan Siparişi, Bodur Aşılı Sertifikalı Meyve Fidanı Süs Bitkileri

Trabzon Hurması Fidanı HACHİA, Saksıda - Fidan Satışı, Fide Satışı, internetten Fidan Siparişi, Bodur Aşılı Sertifikalı Meyve Fidanı Süs Bitkileri





  • Meyveleri yenen kültür çeşitlerinin anacı (D.kaki), kazık köklüdür, az miktarda saçak kökleri bulunur.
  • Trabzon hurması ağacının gövdesi gri renklidir.
  • Kullanılan anacın çeşidin kuvvetine ve yaşına göre gövde 12-35 cm çapında olmakta, boyu ise ortalama 5-6 m olmakla beraber12 m'ye kadar ulaşabilmektedir.
  • Trabzon hurması ağaçları dik, yarı dik veya yayvan olarak gelişir, çeşitlere göre dallar orta kuvvette veya kuvvetli gelişmektedir.
  • Dikimin ikinci ve üçüncü yıllarında fazla miktarda obur dallar görülür.
  • Obur dallar kuvvetli ve dik olarak büyür, dallanmaz.

TRABZON HURMASI YETİŞTİRİCİLİĞİ:

Trabzon hurmasının anavatanı Çin'dir.Bu meyve türü çok eski tarihlerde Japonya'ya getirilmiş ve burada büyük ölçüde üretimi yapılmıştır. "Japon Elması" olarak adlandırılmakta ve halk tarafından yaz kış sevilerek yenmektedir.

Türkiye'ye hangi tarihte getirildiği bilinmemekle birlikte çok eskiden beri trabzon hurması yetiştiriciliği yapılmaktadır. Bir subtropik iklim meyvesi olan trabzon hurması ülkemizde en çok Akdeniz Bölgesi'nde yetiştirilmektedir. Bu meyve türü kışın yapraklarını döktüğü için, daha serin bölgelerde de, özellikle Karadeniz, Ege ve Marmara Bölgeleri'nde yetiştiriciliğine rastlanmaktadır.

Trabzon hurması, Ebenales takımının Ebenaceae familyasına aittir.
Trabzon hurmaları Diospyros cinsine girer. Diospyros'un kelime anlamı; Dios (Baştanrı, Jupiter) ve Pyros (dane) kelimelerinin birleşmesi ile meydana gelmiş olan "tanrıların yiyeceği"dir. Meyvelerinin görünümlerinin güzelliği ve tatlarının mükemmelliğinden dolayı bu ismi almıştır.

TRABZON HURMASININ ÖZELLİKLERİ

Trabzon hurması ağacının kök sistemi kullanılan anaç türüne göre değişik yapıdadır. Meyveleri yenen kültür çeşitlerinin anacı (D.kaki), kazık köklüdür, az miktarda saçak kökleri bulunur.

Trabzon hurması ağacının gövdesi gri renklidir. Kullanılan anacın çeşidin kuvvetine ve yaşına göre gövde 12-35 cm çapında olmakta, boyu ise ortalama 5-6 m olmakla beraber 12 m'ye kadar ulaşabilmektedir.

Trabzon hurması ağaçları dik, yarı dik veya yayvan olarak gelişir, çeşitlere göre dallar orta kuvvette veya kuvvetli gelişmektedir. Dikimin ikinci ve üçüncü yıllarında fazla miktarda obur dallar görülür. Obur dallar kuvvetli ve dik olarak büyür, dallanmaz. Üçüncü yıldan itibaren obur dallar azalır, çok sayıda kısa meyve dalcıkları oluşur. Dinlenme devresinde tomurcuklar belirgin ve koyu kahverengidir. Bazı çeşitler (Fuyu) sık dallanmakta, bazı çeşitler (Hachiya) ise seyrek dallanmaktadır.

Yaprakların üst yüzü düz, alt yüzü tüylüdür. İlkbaharda yeni çıktıklarında parlak açık yeşil renktedir, daha sonra parlak koyu yeşil renk alır. Sonbaharda ise soluk yeşil-sarı-turuncu-kırmızı renklere dönüşerek dekoratif bir görünüm alır. Bu özelliklerinden dolayı güzel bir süs ağacı olarak peyzaj mimarisinde kullanılır.

Trabzon hurması ağaçlarında üç tip çiçek vardır:

a) Erdişi çiçek: Bu tip çiçekte hem erkek organlar, hem dişi organ bulunur.
b) Dişi çiçek: Erkek organlar bulunmaz, dişi organları vardır.
c) Erkek çiçek: Erkek organları vardır, dişi organı yoktur. .


TRABZON HURMASI YETİŞTİRİCİLİĞİ İÇİN İKLİM VE TOPRAK ÖZELLİKLERİ

Trabzon hurması bir subtropik iklim meyvesidir. Bununla birlikte sıcak ılıman iklim şartlarına da adapte olmuştur. Ağacı kışın yapraklarını döktüğü için düşük kış sıcaklıklarına diğer subtropik meyve türlerine göre daha dayanıklıdır. Genel olarak -12 dereceye kadar dayanabilmekte, ayrıca -18 dereceye kadar dayanan çeşitler de bulunmaktadır.

Trabzon hurması çeşitlerinin çoğunun kış dinlenme ihtiyaçları 7,2 derecenin altında 200-400 saat kadardır. Akdeniz Bölgesi kıyı şeridinde odun gözü sürmesi, mart ayının ilk yarısında, çiçeklenme ise nisan sonlarında olmaktadır. Trabzon hurmaları geç çiçeklendikleri için erken ilkbahar donlarından etkilenmezler. Çeşitlerin meyvelerini olgunlaştırabilmeleri için 140-160 gün gibi uzun bir zaman aralığına ihtiyaçları vardır. Sertken yenebilen (tadı buruk olmayan) çeşitler, meyvelerini olgunlaştırabilmeleri için diğerlerine göre daha fazla sıcaklık toplamına ihtiyaç duyarlar.

Trabzon hurmaları yüksek hava nemi isterler ve en kaliteli meyveler nemli bölgelerden elde edilir. Hava neminin az olduğu bölgelerde sulama yapılarak iyi ürün alınabilir. Ancak bu bölgelerde meyvelerde güneş yanıklığı görülebilir, tedbir alınmalıdır.

Trabzon hurması ağaçları genel olarak rüzgarlardan zarar görmez. Ancak fazla rüzgar alan yerlerde, sonbaharda meyve olgunluk zamanında meyveler yaprak ve dallardan zarar görür ve kalitenin düşmesine neden olur. Trabzon hurması ağacının dalları çok gevrektir, bu yüzden şiddetli rüzgar, meyve yüklü dalların kırılmasına sebep olabilir. Bu durumu önlemek için dallar mutlaka hereklerle desteklenmelidir.

Trabzon hurmaları için en uygun toprak tipi; orta ağır, organik maddece zengin ve iyi drene edilmiş derin topraklardır. PH'sı 6,5-7,0 olan topraklarda yetiştiricilik iyi sonuç verir. Bununla birlikte çok hafif topraklardan, çok ağır topraklara kadar değişik toprak tiplerine de uyum sağlar. Kireç muhtevası %20'ye kadar olan topraklarda yetişebilir.

TRABZON HURMASI BAHÇESİ TESİSİ

Bahçe yeri hazırlığına yaz aylarında başlanmalıdır. Beslenme ile ilgili sorunların olmaması için toprak analizi yaptırılmalı ve analiz sonuçlarına göre gerekli gübreler verilmelidir. Fazla yağış alan taban suyunun sorun olduğu yerlerde toprağın drenajı yapılmalıdır. Toprak organik maddece zengin değilse, dekara 3-4 ton çiftlik gübresi verilmeli veya yeşil gübre ile gübrelenmelidir. Sonbaharda derin bir sürüm yapılmalı ve eğer, bahçe yeri engebeli ise tesviye edilmelidir. Bahçe yeri çok meyilli ise teraslama yapılması gerekir.

Trabzon hurması meyveleri rüzgarların sebep olduğu yaprak ve küçük dalların meydana getirebileceği berelenmelere çok hassastır. Bu sebepten fazla rüzgar alan yerlerde bahçe tesisinden önce, bahçe kenarı bir veya iki sıralı olarak rüzgarkıranlarla çevrilmelidir. Selvi veya okaliptüs ağaçları rüzgarkıran olarak dikilebilir.

Dikim çukurları 60-70 cm derinlik ve genişlikte açılmalıdır. Dikim, fidanlar yapraklarını döktükten sonra başlamak üzere, ilkbahara kadar olan devrede yapılabilir. Kışları soğuk geçen yerlerde ilkbahar dikimi tercih edilmelidir.

Dikim sırasında, fidana kök budaması yapılmalıdır. Birbirine girmiş ve söküm sırasında berelenmiş olan kökler, yara yeri üzerinden kesilir. Fidanların kazık kökü fazla kısaltılmamalıdır, çünkü saçak kökleri fazla değildir. Fidanlar, fidanlıktan söküldükleri derinlikte dikilmelidir. Dikimden hemen sonra can suyu verilmelidir. Yeni dikilmiş fidanların yağış ve rüzgarların etkisi ile eğilmemesi için fidanlar hereklerle bağlanmalıdır. Dikimden sonra fidanların tepeleri 60-70 cm'den iyi gelişmiş bir göz üzerinden kesilir.

Dikilecek çeşidin seçimi yapılırken, pazar değeri yüksek olan çeşitlere önem verilmelidir. İç pazar yanında dış pazar istekleri de dikkate alınmalıdır.

TRABZON HURMASI BAHÇESİNİN BAKIM İŞLERİ

Toprak İşleme

Trabzon hurması bahçesinde toprak işleme, örtüsüz veya örtülü yapılabilir. Örtüsüz işlemede, toprak sürülerek toprak üzeri otsuz tutulur. Bu tip toprak işleme ile yabani otların yok edilmesi yanında, yağmurlarla veya sulama ile meydana gelen kaymak tabakasının kırılması, böylece suyun toprağa kolay işleyebilmesi ve toprağın havalanması sağlanmış olur. Ağaçların diplerindeki otlar çapalanarak temizlenir. Sonbaharda pullukla derin bir sürüm yapılır. Sürüm işleri toprak tavında iken yapılmalıdır.

İlkbahar ve yaz sürümleri diskli pulluk ile yapılır. Bahçedeki ağaçlar büyükse, dalların kırılmamasına özen gösterilmeli ve bahçe tipi küçük traktörler kullanılmalıdır.

Sulama suyunun kısıtlı olduğu yerlerde örtüsüz toprak işleme yapılmalıdır. Hava neminin az olduğu yerlede ise örtülü toprak işleme tercih edilmelidir. Çok ağır topraklarda örtü bitkisi, toprağın fazla suyunu kullanması yönünden yararlıdır. Meyilli arazilerde örtü bitkisi erozyonun önlenmesi ve suyun tutulması için faydalıdır.
Örtülü toprak işlemede ağaçların taç izdüşümünde ot kontrolü yapılır. Ağaçlar arasında otlar zaman zaman biçilerek yerinde bırakılır.

Sulama

Trabzon hurması ağaçlarının iyi gelişebilmeleri ve yeterli ürün verebilmeleri için topraktan yeterli miktarda suyu alabilmeleri gerekir. Sürgün gelişmesinin ve meyve büyümesinin olduğu ilkbahar ve yaz aylarında yeterli ve düzenli sulamanın yapılmasına dikkat edilmelidir. Eğer bu devrelerde sulama yetersiz olursa meyve dökümleri olabilmektedir. Ayrıca meyve gelişimi durmaktadır. Düzensiz sulama ile de meyvelerde çatlamalar olmaktadır. Ayrıca meyve olumuna yakın sulamalar, meyvelerin çatlamasına neden olmaktadır. Bu sebeple meyvelerde kabuk rengi yeşilden sarıya dönüştüğü devreden sonra sulama yapılmamalıdır.

Sonbahar ve kış aylarının kurak geçtiği dönemlerde de sulama yapılmalı ancak sulama aralıkları daha uzun tutulmalıdır.
Sulama suyu miktarı ve sıklığı, iklim, toprak ve sulama sistemlerine göre değişiklik gösterir. Karık usulü sulama yapılabilir. Bu sulama sisteminde, genç bahçelerde, ağaçların iki yanından geçirilen karıklar, gelişmiş ağaçların bulunduğu bahçelerde ise ağaçların iki yanından geçirilen ikişer karık sistemi ile sulama yapılmalıdır. Alttan yağmurlama sistemi sulama da uygun bir sistemdir.
Sulama zamanını ve miktarını ayarlamak için tansiyometre kullanılmalıdır.


Gübreleme

Trabzon hurmalarına verilecek gübre miktarları yaprak ve toprak analiz sonuçlarına göre tesbit edilmelidir.İyi yanmış çiftlik gübresi, 3 yılda bir dekara 3-4 ton hesabı ile sonbaharda verilmeli ve sürümle toprağa karıştırılmalıdır.

Trabzon hurmalarının azota ihtiyacı fazladır. Analiz sonuçlarına göre verilmesi gereken azot miktarının üçte biri erken ilkbaharda, kalan kısmı nisan-mayıs ve haziran aylarında olmak üzere verilebilir. Aşıır miktarda verilen azotlu gübre çiçek ve meyve dökümlerine sebep olur.Azotlu gübre, ağacın taç izdüşümüne, toprağa verildikten sonra toprak çapalanarak gübrenin toprağa gömülmesi sağlanmalı ve hemen sulama yapılmalıdır.

Fosforlu gübreler kasım-aralık aylarında verilebilir. Bu gübrenin çiçeklenme, meyve tutumu ve kök gelişimi üzerine etkisi vardır.Potasyumlu gübrelerin meyve kalitesine etkisi vardır. Aşırı potasyum noksanlığı görülen ağaçların yaprak uçları ve kenarları sararıp kurur. Aşırı meyve dökümleri görülür.

Potaslı ve fosforlu gübreler, birlikte kasım-aralık aylarında uygulanır. Bu gübreler ağacın taç izdüşümüne açılan çukurlara verilerek üzerleri toprakla kapatılır veya taç izdüşümünde açılan 5-6 çukura verilip üzeri kapatılarak uygulama yapılır.

Magnezyum noksanlığı, organik maddece fakir olan topraklarda sık görülür. Fazla miktarda potasyum olan topraklarda da magnezyum alımı azalır ve noksanlık ortaya çıkar. Magnezyum noksanlığının belirtileri, ağaç meyveyle fazla yüklü olduğu yaz aylarında görülür.

Noksanlık belirtileri, meyveli dallardaki alt yaprakların damar aralarının sararması şeklinde olur, ileri safhada sararan kısımlar kararır ve yapraklar vaktinden önce dökülürler.

Mangan noksanlığı, toprağın mangan muhtevası az ise veya toprak fazla kireçli ise ortaya çıkar. Noksanlık belirtileri, mayıs ayı başında yeni sürgünlerin alt yapraklarında siyah noktalar şeklinde görülür. İleri durumda sürgünün üst yapraklarında da görülür. Mangan noksanlığı yaprak ve meyve dökümlerine sebep olur. Noksanlığında, meyve tutumundan hemen sonra yaprak gübresi tavsiye edilir.

Demir noksanlığının belirtileri, genç yaprakların damar aralarının sararması şeklinde olur. Yaprak damarları yeşil olarak kalır. Çok kireçli topraklarda demir noksanlığı görülür. PH'sı çok yüksek olan topraklarda dekara 40-50 kg toz kükürt uygulanarak toprağın PH'sı bir ölçüde düşürülebilir. Ayrıca demir sülfat veya diğer demirli preparatlar kullanılabilir.
Yaprak gübreleri sabah erken saatlerde veya akşam üzeri uygulanmalıdır.


Budama

Dikimden sonraki ilk üç yılda şekil budaması yapılır. Fidanın taçlandırılmasında değişik doruk dallı (modifiye lider) sistemi uygulanabilir. İstenirse palmet şekli(?) de verilebilir. Değişik doruk dallı sisteminde esas olan, gövde üzerinde düzgün aralarla dağılmış 3-5 ana dalın gelişmesini sağlamaktır.

Kışın dikim budaması yapılmış olan fidanların, mayıs-haziran ayında ana dalları seçilir. Çatal olan filizlerden istenmeyenler kırılır. Seçilen dallar arasındaki mesafe en az 10 cm olmalıdır. Gövde ile dalların yaptığı açı da 45-60 derece olmalıdır. Seçilen dalların, ağacın dengesi yönünden ağacın değişik yönlerine dağılmış olması önemlidir. Zayıflamasını istediğimiz dallarda eğme işlemi yapılmalıdır. Kış aylarında daha önce bağlanan dallar çözülür, açılar kontrol edilir. Çatal ve obur dallar temizlenir. Çok zayıf sürgünler kesilip atılır. Ana dallar kuvvetlerine göre 40-45 cm'den dışa bakan bir göz üzerinden kesilir.

İkinci yıl yaz aylarında yeşil budama uygulanır. Her ana dal üzerinde, yardımcı dallar seçilir. Ana ve yardımcı dalların kuvvetli gelişmesi için diğer dallar eğilir. İstenmeyen filizlerden kırma yapılır. Üçüncü yıl aynı işlemler devam eder. Taç teşekkülünden sonra fazla bir işleme gerek yoktur. Çok kuvvetli büyüyen dallarda tepe alma yapılmalıdır. Çok zayıf ince dallar, birbirine geçmiş, hasta ve yaralı dallar kışın kesilip atılır. Alt dalların meyve yükü ile eğilip kırılmalarını önlemek için tepe alma yapılmalı veya bu dallar hereklerle desteklenmelidir.

Meyve Tutumu ve Seyreltilmesi

Bazı çeşitlerde periyodisite görülebilir. Bu durumda, aşırı verim olan yılda çiçeklerde seyreltme yapılabilir. İhracat için kaliteli meyve istenirse her meyve dalında bir meyve bırakılıp, meyvenin etrafındaki yapraklar, meyveye zarar vermemesi için koparılmaktadır.

Bazı çeşitlerde aşırı meyve dökümü görülmektedir. Meyve dökümünün sebepleri şunlardır:
- Aşırı meyve tutumu
- Tozlanma veya döllenmenin olmaması
- Aşırı sulama veya susuz kalma
- Aşırı azotlu gübreleme ve bunun sonucu dengesiz vegetatif gelişme
- Aşırı potasyum ve mangan noksanlığı
- Unlu bit zararlısının etkisi


Hastalık ve Zararlılarla Savaş

Özel bir araştırma yapılmamakla beraber, bazı genel hastalık ve zararlıların trabzonhurmalarında da etkili olduğu bilinmektedir.
Bunlardan kök kanseri, antraknoz ve açı çürüklük en yaygın olanlarıdır. Ayrıca yaprak leke hastalığı ve yaprak saplarında, genç dallarda yanıklık yapan hastalık trabzonhurmalarında görülebilmektedir.

Akdeniz Bölgesinde trabzonhurmalarında görülen en yaygın zararlılar Akdeniz Meyve Sineği ve Turunçgil Unlu Bitidir. Ayrıca bazo koşniller ve tripsler trabzon hurmalarına zarar vermektedir. Bakım işlerini titiz bir şekilde eksiksiz yerine getirmek, sağlıklı bitki yetiştirmek ve gerekli kültürel tedbirleri almak hastalık ve zararlıların bulaşmasını ve etkinliğini önemli ölçüde azaltacaktır. Bu yüzden, güç ve pahallı işlemler olan zirai mücadele son çare olarak görülmelidir.



13 Kasım 2015 Cuma

Ficus Anastasia, 40-60 cm. KARGO BEDAVA, Saksıda - Fidan Satışı, Fide Satışı, internetten Fidan Siparişi, Bodur Aşılı Sertifikalı Meyve Fidanı Süs Bitkileri

Ficus Anastasia, 40-60 cm. KARGO BEDAVA, Saksıda - Fidan Satışı, Fide Satışı, internetten Fidan Siparişi, Bodur Aşılı Sertifikalı Meyve Fidanı Süs Bitkileri







  • Çok sayıda parlak koyu yeşil- açık yeşil karışımında yapraklarıyla dekoratif bir bitkidir.
  • Işık alan ancak yakıcı güneş etkisi olmayan 18-24 derece sıcaklıkta yaşar.
  • Toprak nemli tutulmalı, yazın sıcak havalarda yapraklara bolca su püskürtülmelidir.
  • Hava akımı, aşırı sıcaklık değişikliği, fazla sulama ve saksı yerinin değiştirilmesinden kaçınılmalıdır.
  • 20 günde bir Tropikal Bitki Besini veya Tropikal Bitki Besini Daha Yeşil Yapraklı Bitkiler İçin kullanılabilir.

Adı: Ficus Anastasia
Vatanı: Hindistan güneş doğu asya ve tropikal Avusturalya
Sürekli yeşil, yaprak döken, çalı türlü ve tırmanıcı türleri vardır. Tek bir gövdeden ürerler, ancak kesilirse dallanırlar. Tavana eriştiğinde bu işlemi yapmak gereklidir.
Yetişme İstekleri:
Sıcaklık: 16 - 22 derece arası
Nem oranı: Orta nemli ortam
Işık: Sert güneş ışığından koruyun, direkt güneş ışığı olmadan iyi gelişirler
Saksı harcı: Saksılarını doldurmuş olan sağlıklı bitkiler iki hatfata bir sıvı gübre ile beslenmelidirler. Biriken kiri silmek için sabunlu su ile yapraklarını temizleyebilirsiniz. Çok uzayan eski bitkiler baharda budanabilirler. Bu işlemi yaptığınızda ortalama bir su miktarı ile tekrar iyi duruma gelene kadar sulanmalıdır. Birkaç yıl sonra büyük saksıya almak gerekir. Saksı iyice köklendikten sonra büyük saksıya geçilmelidir (genellike her yıl). Saksı değiştirmek için en iyi zaman kış sonu veya bahar başıdır.

13 Haziran 2015 Cumartesi

Gül Fidanı Küçük Çiçekli Sarmaşık Gül Pembe Renk, 150 cm, Saksıda, Çiçekli, SINIRLI SAYIDA - Fidan Satışı, Fide Satışı, internetten Fidan Siparişi, Bodur Aşılı Sertifikalı Meyve Fidanı Süs Bitkileri

Gül Fidanı Küçük Çiçekli Sarmaşık Gül Pembe Renk, 150 cm, Saksıda, Çiçekli, SINIRLI SAYIDA - Fidan Satışı, Fide Satışı, internetten Fidan Siparişi, Bodur Aşılı Sertifikalı Meyve Fidanı Süs Bitkileri




  • Doğrudan güneş ışığı istemeyen bu bitki dolaylı ışıklardan da yararlanabilir.
  • Gül fidanlarının dikileceği yerlerin derinliği 60 cm, genişliği 40x50 cm olmalıdır.
  • Saksı değişimi iki yılda bir olmak üzere sıcak ayların başladığı zamanlarda yapılmalıdır.
  • Gül bitkisi genellikle yaz aylarında çiçek açar ve çiçeklerini kış aylarına doğru dökerek bir dinlenme sürecine girer.Kış aylarında bitki aşırı soğuktan korunmalıdır.
  • Gül bitkisinin çoğaltılması için en uygun zaman nisan ayıdır.
  • Bütün gül çeşitleri; tohum, çelik, daldırma ve aşı şekillerinden birisi ile üretilir.
Gülün İklim İstekleri: Yağ gülü etrafı açık havadar, bol ışıklı, ilkbaharda kurak ve don olmayan ve çiçek zamanı çiğ düşen iklim bölgelerinden hoşlanır. Ülkemizde yağ gülü üretimi en çok Isparta ve civarında yapılmaktadır. Dolayısıyle de Isparta yöremiz gül yetiştirmek için müsait iklime sahiptir. Yaz aylarında azami sıcaklık 38 C dereceyi geçmeyen ve kış aylarında ise 15 C derecenin altına düşmeyen, yıllık yağış ortalaması 500-600 mm olan nispi nem % 60-70 civarında olan geçit bölgelerinden hoşlanır. Yöremiz göller bölgesi olduğu için nispi nemde yeterlidir.

Gülün Toprak İstekleri: Gül, toprak istekleri yönünden pek seçici değildir. Fakat, fazla killi-kireçli ve ağır topraklardan hoşlanmaz. Hafif kumlu-tınlı ve milli, süzek topraklardan hoşlanır. Gül ağaçcık tipi bir bitki olduğundan ve ömrüde uzun olduğu için toprak işleme gerektiği için ve yukarıda saydığımız topraklarda işlemeye uygun toprakları olduğundan, toprak işlemede zorluk çekilmez.

Gül Bahçesi Tesisi: Gül bahçesi yön bakımından büyük önem taşımaz. Az meyilli ve düz arazilerde gül bahçesi tesis edilinebilir. Gül bahçesi tesis ederken önce toprak eylül-ekim aylarında 40-50 cm. derinlikte krizma edilir. Bu esnada yabancı otlar temizlenir. Gül tesis edeceğimiz arazide sıra araları 1,5-2 m. Mesafede ve 40-50 cm. derinlikte hendekler açılır. Hendeklerin genişliği 40-50 cm.olmalıdır. Açılan hendekler arazi meyilli ise kuzey-güney istikametinde olmalıdır. Dikimden önce hendeğin alt kısmı, hendeğin üstünden çıkan üst toprakla 10-15 cm. kalınlığında doldurulur. Bu şekilde hazırlanmış hendeklere 6-7 yıllık gül bahçelerinden kesilen 100-150 cm. uzunluğundaki dalların önce kuruları ayıklanır. Dikim anında hendeklere dallar iki sıra halinde ve uç uca gelecek şekilde sıralanır. Dalların üzerleri yanmış ahır gübresi ve toprak karışımı ile 10-15 cm.kalınlığında kapatılır. Diğer kalan kısımlar toprakla doldurulur. Bir dekar gül bahçesi tesis etmek için 1000-1200 adet gül dalı kullanılır. Gül bahçesi ve dikim işleri güz mevsiminde yani kasım ve aralık aylarında yapılmalıdır.

Gül Bahçesinde Yapılacak Bakım İşleri: Sonbaharda tesis edilen gül bahçerinde, ilkbahara gelindiğinde kaymak tabakası varsa tırmıklanır. Yabancı otlar temizlenir. Yeni çıkan filizlere zarar yapan toprak altı zararlılarına karşı mücadele yapılır. Yaz ayları boyunca sulamaya çapalamaya devam edilir.

Verime yatmış gül bahçelerinde, erken ilkbaharda mart ve nisan aylarında budama yapılır. Budamada amaç kuru dallar temizlenir. Diğer dallarda ise 5-6 göz bırakılarak budama yapılmalıdır. Ayrıca daha bol ve kaliteli gül elde etmek için gül bahçesi ömrü boyunca, 7-8 yılda bir toprak seviyesinden dallar kesilir. Buna gençleştirme budaması denir. Ayrıca erken ilkbaharda, gül bahçelerine dk./150 kg. hesabiyle Kompoze gübre verilir. Gençleştirme budaması yapılan gül bahçelerinde ise dk./2-3 ton yanmış çiftlik gübresi verilmelidir. Gül bitkisinin ömrü ortalama 2 defa gençleştirme budaması yapıldığı takdirde 23-25 yıldır.

Güllerde Hasat: Yağ güllerinde hasat işleri mayıs ayının ortasında başlar, 5-6 hafta sürer. Hasat sabah saat 03.00 ile 09.00 saatleri arasında yapılmalıdır. Hasat anında tak açmış olan çiçekler toplanmalıdır. Çuval veya sepetlere toplanır, bekletilmeden alım merkezlerine sevkedilmelidir.

Bakımlı gül bahçelerinde bir dekardan bir sezonda ortalama kurak şartlarda 500-600 kğ.Taban arazilerde sulanabiliyorsa bu rakam bir sezonda dekardan ortalama 900-1000 kğ.kadar gül çiçeği hasat edilebilir.

Gül Fidanı Türk Gülü (TÜRKİYEM GÜLÜ), Saksıda - Fidan Satışı, Fide Satışı, internetten Fidan Siparişi, Bodur Aşılı Sertifikalı Meyve Fidanı Süs Bitkileri

Gül Fidanı Türk Gülü (TÜRKİYEM GÜLÜ), Saksıda - Fidan Satışı, Fide Satışı, internetten Fidan Siparişi, Bodur Aşılı Sertifikalı Meyve Fidanı Süs Bitkileri




  • Doğrudan güneş ışığı istemeyen bu bitki dolaylı ışıklardan da yararlanabilir.
  • Gül fidanlarının dikileceği yerlerin derinliği 60 cm, genişliği 40x50 cm olmalıdır.
  • Saksı değişimi iki yılda bir olmak üzere sıcak ayların başladığı zamanlarda yapılmalıdır.
  • Gül bitkisi genellikle yaz aylarında çiçek açar ve çiçeklerini kış aylarına doğru dökerek bir dinlenme sürecine girer.Kış aylarında bitki aşırı soğuktan korunmalıdır.
  • Gül bitkisinin çoğaltılması için en uygun zaman nisan ayıdır.
  • Bütün gül çeşitleri; tohum, çelik, daldırma ve aşı şekillerinden birisi ile üretilir.
Gülün İklim İstekleri: Yağ gülü etrafı açık havadar, bol ışıklı, ilkbaharda kurak ve don olmayan ve çiçek zamanı çiğ düşen iklim bölgelerinden hoşlanır. Ülkemizde yağ gülü üretimi en çok Isparta ve civarında yapılmaktadır. Dolayısıyle de Isparta yöremiz gül yetiştirmek için müsait iklime sahiptir. Yaz aylarında azami sıcaklık 38 C dereceyi geçmeyen ve kış aylarında ise 15 C derecenin altına düşmeyen, yıllık yağış ortalaması 500-600 mm olan nispi nem % 60-70 civarında olan geçit bölgelerinden hoşlanır. Yöremiz göller bölgesi olduğu için nispi nemde yeterlidir.

Gülün Toprak İstekleri: Gül, toprak istekleri yönünden pek seçici değildir. Fakat, fazla killi-kireçli ve ağır topraklardan hoşlanmaz. Hafif kumlu-tınlı ve milli, süzek topraklardan hoşlanır. Gül ağaçcık tipi bir bitki olduğundan ve ömrüde uzun olduğu için toprak işleme gerektiği için ve yukarıda saydığımız topraklarda işlemeye uygun toprakları olduğundan, toprak işlemede zorluk çekilmez.

Gül Bahçesi Tesisi: Gül bahçesi yön bakımından büyük önem taşımaz. Az meyilli ve düz arazilerde gül bahçesi tesis edilinebilir. Gül bahçesi tesis ederken önce toprak eylül-ekim aylarında 40-50 cm. derinlikte krizma edilir. Bu esnada yabancı otlar temizlenir. Gül tesis edeceğimiz arazide sıra araları 1,5-2 m. Mesafede ve 40-50 cm. derinlikte hendekler açılır. Hendeklerin genişliği 40-50 cm.olmalıdır. Açılan hendekler arazi meyilli ise kuzey-güney istikametinde olmalıdır. Dikimden önce hendeğin alt kısmı, hendeğin üstünden çıkan üst toprakla 10-15 cm. kalınlığında doldurulur. Bu şekilde hazırlanmış hendeklere 6-7 yıllık gül bahçelerinden kesilen 100-150 cm. uzunluğundaki dalların önce kuruları ayıklanır. Dikim anında hendeklere dallar iki sıra halinde ve uç uca gelecek şekilde sıralanır. Dalların üzerleri yanmış ahır gübresi ve toprak karışımı ile 10-15 cm.kalınlığında kapatılır. Diğer kalan kısımlar toprakla doldurulur. Bir dekar gül bahçesi tesis etmek için 1000-1200 adet gül dalı kullanılır. Gül bahçesi ve dikim işleri güz mevsiminde yani kasım ve aralık aylarında yapılmalıdır.

Gül Bahçesinde Yapılacak Bakım İşleri: Sonbaharda tesis edilen gül bahçerinde, ilkbahara gelindiğinde kaymak tabakası varsa tırmıklanır. Yabancı otlar temizlenir. Yeni çıkan filizlere zarar yapan toprak altı zararlılarına karşı mücadele yapılır. Yaz ayları boyunca sulamaya çapalamaya devam edilir.

Verime yatmış gül bahçelerinde, erken ilkbaharda mart ve nisan aylarında budama yapılır. Budamada amaç kuru dallar temizlenir. Diğer dallarda ise 5-6 göz bırakılarak budama yapılmalıdır. Ayrıca daha bol ve kaliteli gül elde etmek için gül bahçesi ömrü boyunca, 7-8 yılda bir toprak seviyesinden dallar kesilir. Buna gençleştirme budaması denir. Ayrıca erken ilkbaharda, gül bahçelerine dk./150 kg. hesabiyle Kompoze gübre verilir. Gençleştirme budaması yapılan gül bahçelerinde ise dk./2-3 ton yanmış çiftlik gübresi verilmelidir. Gül bitkisinin ömrü ortalama 2 defa gençleştirme budaması yapıldığı takdirde 23-25 yıldır.

Güllerde Hasat: Yağ güllerinde hasat işleri mayıs ayının ortasında başlar, 5-6 hafta sürer. Hasat sabah saat 03.00 ile 09.00 saatleri arasında yapılmalıdır. Hasat anında tak açmış olan çiçekler toplanmalıdır. Çuval veya sepetlere toplanır, bekletilmeden alım merkezlerine sevkedilmelidir.

Bakımlı gül bahçelerinde bir dekardan bir sezonda ortalama kurak şartlarda 500-600 kğ.Taban arazilerde sulanabiliyorsa bu rakam bir sezonda dekardan ortalama 900-1000 kğ.kadar gül çiçeği hasat edilebilir.

Gül Fidanı BODUR GÜL 30-40 cm, Saksıda - Fidan Satışı, Fide Satışı, internetten Fidan Siparişi, Bodur Aşılı Sertifikalı Meyve Fidanı Süs Bitkileri

Gül Fidanı BODUR GÜL 30-40 cm, Saksıda - Fidan Satışı, Fide Satışı, internetten Fidan Siparişi, Bodur Aşılı Sertifikalı Meyve Fidanı Süs Bitkileri



  • Kırmızı, sarı, pembe, beyaz renklerden seçilen 1 adet gönderilmektedir. Rengi sipariş notunda belirtmek yeterlidir.
  • Doğrudan güneş ışığı istemeyen bu bitki dolaylı ışıklardan da yararlanabilir.
  • Gül fidanlarının dikileceği yerlerin derinliği 60 cm, genişliği 40x50 cm olmalıdır.
  • Saksı değişimi iki yılda bir olmak üzere sıcak ayların başladığı zamanlarda yapılmalıdır.
  • Gül bitkisi genellikle yaz aylarında çiçek açar ve çiçeklerini kış aylarına doğru dökerek bir dinlenme sürecine girer.Kış aylarında bitki aşırı soğuktan korunmalıdır.
  • Gül bitkisinin çoğaltılması için en uygun zaman nisan ayıdır.
  • Bütün gül çeşitleri; tohum, çelik, daldırma ve aşı şekillerinden birisi ile üretilir.
Gülün İklim İstekleri: Yağ gülü etrafı açık havadar, bol ışıklı, ilkbaharda kurak ve don olmayan ve çiçek zamanı çiğ düşen iklim bölgelerinden hoşlanır. Ülkemizde yağ gülü üretimi en çok Isparta ve civarında yapılmaktadır. Dolayısıyle de Isparta yöremiz gül yetiştirmek için müsait iklime sahiptir. Yaz aylarında azami sıcaklık 38 C dereceyi geçmeyen ve kış aylarında ise 15 C derecenin altına düşmeyen, yıllık yağış ortalaması 500-600 mm olan nispi nem % 60-70 civarında olan geçit bölgelerinden hoşlanır. Yöremiz göller bölgesi olduğu için nispi nemde yeterlidir.

Gülün Toprak İstekleri: Gül, toprak istekleri yönünden pek seçici değildir. Fakat, fazla killi-kireçli ve ağır topraklardan hoşlanmaz. Hafif kumlu-tınlı ve milli, süzek topraklardan hoşlanır. Gül ağaçcık tipi bir bitki olduğundan ve ömrüde uzun olduğu için toprak işleme gerektiği için ve yukarıda saydığımız topraklarda işlemeye uygun toprakları olduğundan, toprak işlemede zorluk çekilmez.

Gül Bahçesi Tesisi: Gül bahçesi yön bakımından büyük önem taşımaz. Az meyilli ve düz arazilerde gül bahçesi tesis edilinebilir. Gül bahçesi tesis ederken önce toprak eylül-ekim aylarında 40-50 cm. derinlikte krizma edilir. Bu esnada yabancı otlar temizlenir. Gül tesis edeceğimiz arazide sıra araları 1,5-2 m. Mesafede ve 40-50 cm. derinlikte hendekler açılır. Hendeklerin genişliği 40-50 cm.olmalıdır. Açılan hendekler arazi meyilli ise kuzey-güney istikametinde olmalıdır. Dikimden önce hendeğin alt kısmı, hendeğin üstünden çıkan üst toprakla 10-15 cm. kalınlığında doldurulur. Bu şekilde hazırlanmış hendeklere 6-7 yıllık gül bahçelerinden kesilen 100-150 cm. uzunluğundaki dalların önce kuruları ayıklanır. Dikim anında hendeklere dallar iki sıra halinde ve uç uca gelecek şekilde sıralanır. Dalların üzerleri yanmış ahır gübresi ve toprak karışımı ile 10-15 cm.kalınlığında kapatılır. Diğer kalan kısımlar toprakla doldurulur. Bir dekar gül bahçesi tesis etmek için 1000-1200 adet gül dalı kullanılır. Gül bahçesi ve dikim işleri güz mevsiminde yani kasım ve aralık aylarında yapılmalıdır.

Gül Bahçesinde Yapılacak Bakım İşleri: Sonbaharda tesis edilen gül bahçerinde, ilkbahara gelindiğinde kaymak tabakası varsa tırmıklanır. Yabancı otlar temizlenir. Yeni çıkan filizlere zarar yapan toprak altı zararlılarına karşı mücadele yapılır. Yaz ayları boyunca sulamaya çapalamaya devam edilir.

Verime yatmış gül bahçelerinde, erken ilkbaharda mart ve nisan aylarında budama yapılır. Budamada amaç kuru dallar temizlenir. Diğer dallarda ise 5-6 göz bırakılarak budama yapılmalıdır. Ayrıca daha bol ve kaliteli gül elde etmek için gül bahçesi ömrü boyunca, 7-8 yılda bir toprak seviyesinden dallar kesilir. Buna gençleştirme budaması denir. Ayrıca erken ilkbaharda, gül bahçelerine dk./150 kg. hesabiyle Kompoze gübre verilir. Gençleştirme budaması yapılan gül bahçelerinde ise dk./2-3 ton yanmış çiftlik gübresi verilmelidir. Gül bitkisinin ömrü ortalama 2 defa gençleştirme budaması yapıldığı takdirde 23-25 yıldır.

Güllerde Hasat: Yağ güllerinde hasat işleri mayıs ayının ortasında başlar, 5-6 hafta sürer. Hasat sabah saat 03.00 ile 09.00 saatleri arasında yapılmalıdır. Hasat anında tak açmış olan çiçekler toplanmalıdır. Çuval veya sepetlere toplanır, bekletilmeden alım merkezlerine sevkedilmelidir.

Bakımlı gül bahçelerinde bir dekardan bir sezonda ortalama kurak şartlarda 500-600 kğ.Taban arazilerde sulanabiliyorsa bu rakam bir sezonda dekardan ortalama 900-1000 kğ.kadar gül çiçeği hasat edilebilir.

Rosa Banksiae Gül Fidanı Küçük Çiçekli Sarmaşık Gül Beyaz Renk, 150 cm, Saksıda, Çiçekli, SINIRLI SAYIDA - Fidan Satışı, Fide Satışı, internetten Fidan Siparişi, Bodur Aşılı Sertifikalı Meyve Fidanı Süs Bitkileri

Rosa Banksiae Gül Fidanı Küçük Çiçekli Sarmaşık Gül Beyaz Renk, 150 cm, Saksıda, Çiçekli, SINIRLI SAYIDA - Fidan Satışı, Fide Satışı, internetten Fidan Siparişi, Bodur Aşılı Sertifikalı Meyve Fidanı Süs Bitkileri





  • Doğrudan güneş ışığı istemeyen bu bitki dolaylı ışıklardan da yararlanabilir.
  • Gül fidanlarının dikileceği yerlerin derinliği 60 cm, genişliği 40x50 cm olmalıdır.
  • Saksı değişimi iki yılda bir olmak üzere sıcak ayların başladığı zamanlarda yapılmalıdır.
  • Gül bitkisi genellikle yaz aylarında çiçek açar ve çiçeklerini kış aylarına doğru dökerek bir dinlenme sürecine girer.Kış aylarında bitki aşırı soğuktan korunmalıdır.
  • Gül bitkisinin çoğaltılması için en uygun zaman nisan ayıdır.
  • Bütün gül çeşitleri; tohum, çelik, daldırma ve aşı şekillerinden birisi ile üretilir.
Gülün İklim İstekleri: Yağ gülü etrafı açık havadar, bol ışıklı, ilkbaharda kurak ve don olmayan ve çiçek zamanı çiğ düşen iklim bölgelerinden hoşlanır. Ülkemizde yağ gülü üretimi en çok Isparta ve civarında yapılmaktadır. Dolayısıyle de Isparta yöremiz gül yetiştirmek için müsait iklime sahiptir. Yaz aylarında azami sıcaklık 38 C dereceyi geçmeyen ve kış aylarında ise 15 C derecenin altına düşmeyen, yıllık yağış ortalaması 500-600 mm olan nispi nem % 60-70 civarında olan geçit bölgelerinden hoşlanır. Yöremiz göller bölgesi olduğu için nispi nemde yeterlidir.

Gülün Toprak İstekleri: Gül, toprak istekleri yönünden pek seçici değildir. Fakat, fazla killi-kireçli ve ağır topraklardan hoşlanmaz. Hafif kumlu-tınlı ve milli, süzek topraklardan hoşlanır. Gül ağaçcık tipi bir bitki olduğundan ve ömrüde uzun olduğu için toprak işleme gerektiği için ve yukarıda saydığımız topraklarda işlemeye uygun toprakları olduğundan, toprak işlemede zorluk çekilmez.

Gül Bahçesi Tesisi: Gül bahçesi yön bakımından büyük önem taşımaz. Az meyilli ve düz arazilerde gül bahçesi tesis edilinebilir. Gül bahçesi tesis ederken önce toprak eylül-ekim aylarında 40-50 cm. derinlikte krizma edilir. Bu esnada yabancı otlar temizlenir. Gül tesis edeceğimiz arazide sıra araları 1,5-2 m. Mesafede ve 40-50 cm. derinlikte hendekler açılır. Hendeklerin genişliği 40-50 cm.olmalıdır. Açılan hendekler arazi meyilli ise kuzey-güney istikametinde olmalıdır. Dikimden önce hendeğin alt kısmı, hendeğin üstünden çıkan üst toprakla 10-15 cm. kalınlığında doldurulur. Bu şekilde hazırlanmış hendeklere 6-7 yıllık gül bahçelerinden kesilen 100-150 cm. uzunluğundaki dalların önce kuruları ayıklanır. Dikim anında hendeklere dallar iki sıra halinde ve uç uca gelecek şekilde sıralanır. Dalların üzerleri yanmış ahır gübresi ve toprak karışımı ile 10-15 cm.kalınlığında kapatılır. Diğer kalan kısımlar toprakla doldurulur. Bir dekar gül bahçesi tesis etmek için 1000-1200 adet gül dalı kullanılır. Gül bahçesi ve dikim işleri güz mevsiminde yani kasım ve aralık aylarında yapılmalıdır.

Gül Bahçesinde Yapılacak Bakım İşleri: Sonbaharda tesis edilen gül bahçerinde, ilkbahara gelindiğinde kaymak tabakası varsa tırmıklanır. Yabancı otlar temizlenir. Yeni çıkan filizlere zarar yapan toprak altı zararlılarına karşı mücadele yapılır. Yaz ayları boyunca sulamaya çapalamaya devam edilir.

Verime yatmış gül bahçelerinde, erken ilkbaharda mart ve nisan aylarında budama yapılır. Budamada amaç kuru dallar temizlenir. Diğer dallarda ise 5-6 göz bırakılarak budama yapılmalıdır. Ayrıca daha bol ve kaliteli gül elde etmek için gül bahçesi ömrü boyunca, 7-8 yılda bir toprak seviyesinden dallar kesilir. Buna gençleştirme budaması denir. Ayrıca erken ilkbaharda, gül bahçelerine dk./150 kg. hesabiyle Kompoze gübre verilir. Gençleştirme budaması yapılan gül bahçelerinde ise dk./2-3 ton yanmış çiftlik gübresi verilmelidir. Gül bitkisinin ömrü ortalama 2 defa gençleştirme budaması yapıldığı takdirde 23-25 yıldır.

Güllerde Hasat: Yağ güllerinde hasat işleri mayıs ayının ortasında başlar, 5-6 hafta sürer. Hasat sabah saat 03.00 ile 09.00 saatleri arasında yapılmalıdır. Hasat anında tak açmış olan çiçekler toplanmalıdır. Çuval veya sepetlere toplanır, bekletilmeden alım merkezlerine sevkedilmelidir.

Bakımlı gül bahçelerinde bir dekardan bir sezonda ortalama kurak şartlarda 500-600 kğ.Taban arazilerde sulanabiliyorsa bu rakam bir sezonda dekardan ortalama 900-1000 kğ.kadar gül çiçeği hasat edilebilir.

Sarmaşık Gül BEYAZ RENK - Fidan Satışı, Fide Satışı, internetten Fidan Siparişi, Bodur Aşılı Sertifikalı Meyve Fidanı Süs Bitkileri

Sarmaşık Gül BEYAZ RENK - Fidan Satışı, Fide Satışı, internetten Fidan Siparişi, Bodur Aşılı Sertifikalı Meyve Fidanı Süs Bitkileri





  • Doğrudan güneş ışığı istemeyen bu bitki dolaylı ışıklardan da yararlanabilir.
  • Gül fidanının dikileceği yerlerin derinliği 60 cm, genişliği 40x50 cm olmalıdır.
  • Saksı değişimi iki yılda bir olmak üzere sıcak ayların başladığı zamanlarda yapılmalıdır.
  • Gül bitkisi genellikle yaz aylarında çiçek açar ve çiçeklerini kış aylarına doğru dökerek bir dinlenme sürecine girer.Kış aylarında bitki aşırı soğuktan korunmalıdır.
  • Gül bitkisinin çoğaltılması için en uygun zaman nisan ayıdır.
  • Bütün gül çeşitleri; tohum, çelik, daldırma ve aşı şekillerinden birisi ile üretilir.
  • Sarmaşık Gül Fidanlarının dikim mesafesi 2 metre olmalıdır.
  • Sarmaşık Gül Fidanı için tıklayınız.
Gülün İklim İstekleri: Yağ gülü etrafı açık havadar, bol ışıklı, ilkbaharda kurak ve don olmayan ve çiçek zamanı çiğ düşen iklim bölgelerinden hoşlanır. Ülkemizde yağ gülü üretimi en çok Isparta ve civarında yapılmaktadır. Dolayısıyle de Isparta yöremiz gül yetiştirmek için müsait iklime sahiptir. Yaz aylarında azami sıcaklık 38 C dereceyi geçmeyen ve kış aylarında ise 15 C derecenin altına düşmeyen, yıllık yağış ortalaması 500-600 mm olan nispi nem % 60-70 civarında olan geçit bölgelerinden hoşlanır. Yöremiz göller bölgesi olduğu için nispi nemde yeterlidir.

Gülün Toprak İstekleri: Gül, toprak istekleri yönünden pek seçici değildir. Fakat, fazla killi-kireçli ve ağır topraklardan hoşlanmaz. Hafif kumlu-tınlı ve milli, süzek topraklardan hoşlanır. Gül ağaçcık tipi bir bitki olduğundan ve ömrüde uzun olduğu için toprak işleme gerektiği için ve yukarıda saydığımız topraklarda işlemeye uygun toprakları olduğundan, toprak işlemede zorluk çekilmez.

Gül Bahçesi Tesisi: Gül bahçesi yön bakımından büyük önem taşımaz. Az meyilli ve düz arazilerde gül bahçesi tesis edilinebilir. Gül bahçesi tesis ederken önce toprak eylül-ekim aylarında 40-50 cm. derinlikte krizma edilir. Bu esnada yabancı otlar temizlenir. Gül tesis edeceğimiz arazide sıra araları 1,5-2 m. Mesafede ve 40-50 cm. derinlikte hendekler açılır. Hendeklerin genişliği 40-50 cm.olmalıdır. Açılan hendekler arazi meyilli ise kuzey-güney istikametinde olmalıdır. Dikimden önce hendeğin alt kısmı, hendeğin üstünden çıkan üst toprakla 10-15 cm. kalınlığında doldurulur. Bu şekilde hazırlanmış hendeklere 6-7 yıllık gül bahçelerinden kesilen 100-150 cm. uzunluğundaki dalların önce kuruları ayıklanır. Dikim anında hendeklere dallar iki sıra halinde ve uç uca gelecek şekilde sıralanır. Dalların üzerleri yanmış ahır gübresi ve toprak karışımı ile 10-15 cm.kalınlığında kapatılır. Diğer kalan kısımlar toprakla doldurulur. Bir dekar gül bahçesi tesis etmek için 1000-1200 adet gül dalı kullanılır. Gül bahçesi ve dikim işleri güz mevsiminde yani kasım ve aralık aylarında yapılmalıdır.

Gül Bahçesinde Yapılacak Bakım İşleri: Sonbaharda tesis edilen gül bahçerinde, ilkbahara gelindiğinde kaymak tabakası varsa tırmıklanır. Yabancı otlar temizlenir. Yeni çıkan filizlere zarar yapan toprak altı zararlılarına karşı mücadele yapılır. Yaz ayları boyunca sulamaya çapalamaya devam edilir.

Verime yatmış gül bahçelerinde, erken ilkbaharda mart ve nisan aylarında budama yapılır. Budamada amaç kuru dallar temizlenir. Diğer dallarda ise 5-6 göz bırakılarak budama yapılmalıdır. Ayrıca daha bol ve kaliteli gül elde etmek için gül bahçesi ömrü boyunca, 7-8 yılda bir toprak seviyesinden dallar kesilir. Buna gençleştirme budaması denir. Ayrıca erken ilkbaharda, gül bahçelerine dk./150 kg. hesabiyle Kompoze gübre verilir. Gençleştirme budaması yapılan gül bahçelerinde ise dk./2-3 ton yanmış çiftlik gübresi verilmelidir. Gül bitkisinin ömrü ortalama 2 defa gençleştirme budaması yapıldığı takdirde 23-25 yıldır.

Güllerde Hasat: Yağ güllerinde hasat işleri mayıs ayının ortasında başlar, 5-6 hafta sürer. Hasat sabah saat 03.00 ile 09.00 saatleri arasında yapılmalıdır. Hasat anında tak açmış olan çiçekler toplanmalıdır. Çuval veya sepetlere toplanır, bekletilmeden alım merkezlerine sevkedilmelidir.

Bakımlı gül bahçelerinde bir dekardan bir sezonda ortalama kurak şartlarda 500-600 kğ.Taban arazilerde sulanabiliyorsa bu rakam bir sezonda dekardan ortalama 900-1000 kğ.kadar gül çiçeği hasat edilebilir.

Rosa osiria (Alyans Gülü ) Kırmızı Beyaz Gül, Saksıda - Fidan Satışı, Fide Satışı, internetten Fidan Siparişi, Bodur Aşılı Sertifikalı Meyve Fidanı Süs Bitkileri

Rosa osiria (Alyans Gülü ) Kırmızı Beyaz Gül, Saksıda - Fidan Satışı, Fide Satışı, internetten Fidan Siparişi, Bodur Aşılı Sertifikalı Meyve Fidanı Süs Bitkileri




  • Doğrudan güneş ışığı istemeyen bu bitki dolaylı ışıklardan da yararlanabilir.
  • Gül fidanlarının dikileceği yerlerin derinliği 60 cm, genişliği 40x50 cm olmalıdır.
  • Saksı değişimi iki yılda bir olmak üzere sıcak ayların başladığı zamanlarda yapılmalıdır.
  • Gül bitkisi genellikle yaz aylarında çiçek açar ve çiçeklerini kış aylarına doğru dökerek bir dinlenme sürecine girer.Kış aylarında bitki aşırı soğuktan korunmalıdır.
  • Gül bitkisinin çoğaltılması için en uygun zaman nisan ayıdır.
  • Bütün gül çeşitleri; tohum, çelik, daldırma ve aşı şekillerinden birisi ile üretilir.
Gülün İklim İstekleri: Yağ gülü etrafı açık havadar, bol ışıklı, ilkbaharda kurak ve don olmayan ve çiçek zamanı çiğ düşen iklim bölgelerinden hoşlanır. Ülkemizde yağ gülü üretimi en çok Isparta ve civarında yapılmaktadır. Dolayısıyle de Isparta yöremiz gül yetiştirmek için müsait iklime sahiptir. Yaz aylarında azami sıcaklık 38 C dereceyi geçmeyen ve kış aylarında ise 15 C derecenin altına düşmeyen, yıllık yağış ortalaması 500-600 mm olan nispi nem % 60-70 civarında olan geçit bölgelerinden hoşlanır. Yöremiz göller bölgesi olduğu için nispi nemde yeterlidir.

Gülün Toprak İstekleri: Gül, toprak istekleri yönünden pek seçici değildir. Fakat, fazla killi-kireçli ve ağır topraklardan hoşlanmaz. Hafif kumlu-tınlı ve milli, süzek topraklardan hoşlanır. Gül ağaçcık tipi bir bitki olduğundan ve ömrüde uzun olduğu için toprak işleme gerektiği için ve yukarıda saydığımız topraklarda işlemeye uygun toprakları olduğundan, toprak işlemede zorluk çekilmez.

Gül Bahçesi Tesisi: Gül bahçesi yön bakımından büyük önem taşımaz. Az meyilli ve düz arazilerde gül bahçesi tesis edilinebilir. Gül bahçesi tesis ederken önce toprak eylül-ekim aylarında 40-50 cm. derinlikte krizma edilir. Bu esnada yabancı otlar temizlenir. Gül tesis edeceğimiz arazide sıra araları 1,5-2 m. Mesafede ve 40-50 cm. derinlikte hendekler açılır. Hendeklerin genişliği 40-50 cm.olmalıdır. Açılan hendekler arazi meyilli ise kuzey-güney istikametinde olmalıdır. Dikimden önce hendeğin alt kısmı, hendeğin üstünden çıkan üst toprakla 10-15 cm. kalınlığında doldurulur. Bu şekilde hazırlanmış hendeklere 6-7 yıllık gül bahçelerinden kesilen 100-150 cm. uzunluğundaki dalların önce kuruları ayıklanır. Dikim anında hendeklere dallar iki sıra halinde ve uç uca gelecek şekilde sıralanır. Dalların üzerleri yanmış ahır gübresi ve toprak karışımı ile 10-15 cm.kalınlığında kapatılır. Diğer kalan kısımlar toprakla doldurulur. Bir dekar gül bahçesi tesis etmek için 1000-1200 adet gül dalı kullanılır. Gül bahçesi ve dikim işleri güz mevsiminde yani kasım ve aralık aylarında yapılmalıdır.

Gül Bahçesinde Yapılacak Bakım İşleri: Sonbaharda tesis edilen gül bahçerinde, ilkbahara gelindiğinde kaymak tabakası varsa tırmıklanır. Yabancı otlar temizlenir. Yeni çıkan filizlere zarar yapan toprak altı zararlılarına karşı mücadele yapılır. Yaz ayları boyunca sulamaya çapalamaya devam edilir.

Verime yatmış gül bahçelerinde, erken ilkbaharda mart ve nisan aylarında budama yapılır. Budamada amaç kuru dallar temizlenir. Diğer dallarda ise 5-6 göz bırakılarak budama yapılmalıdır. Ayrıca daha bol ve kaliteli gül elde etmek için gül bahçesi ömrü boyunca, 7-8 yılda bir toprak seviyesinden dallar kesilir. Buna gençleştirme budaması denir. Ayrıca erken ilkbaharda, gül bahçelerine dk./150 kg. hesabiyle Kompoze gübre verilir. Gençleştirme budaması yapılan gül bahçelerinde ise dk./2-3 ton yanmış çiftlik gübresi verilmelidir. Gül bitkisinin ömrü ortalama 2 defa gençleştirme budaması yapıldığı takdirde 23-25 yıldır.

Güllerde Hasat: Yağ güllerinde hasat işleri mayıs ayının ortasında başlar, 5-6 hafta sürer. Hasat sabah saat 03.00 ile 09.00 saatleri arasında yapılmalıdır. Hasat anında tak açmış olan çiçekler toplanmalıdır. Çuval veya sepetlere toplanır, bekletilmeden alım merkezlerine sevkedilmelidir.

Bakımlı gül bahçelerinde bir dekardan bir sezonda ortalama kurak şartlarda 500-600 kğ.Taban arazilerde sulanabiliyorsa bu rakam bir sezonda dekardan ortalama 900-1000 kğ.kadar gül çiçeği hasat edilebilir.

31 Mayıs 2015 Pazar

Asma Üzüm Fidanı,Saksıda - Fidan Satışı, Fide Satışı, internetten Fidan Siparişi, Bodur Aşılı Sertifikalı Meyve Fidanı Süs Bitkileri

Asma Üzüm Fidanı,Saksıda - Fidan Satışı, Fide Satışı, internetten Fidan Siparişi, Bodur Aşılı Sertifikalı Meyve Fidanı Süs Bitkileri




  • Asma üzüm fidanı 1988 yılında tescil edilmiştir.
  • Orta mevsimde olgunlaşan sofralık çeşitlerdendir.
  • Taneleri iri (7-9 gr.) kabuk rengi beyaz, orta kalınlıkta, şeffaf ve damarlı yapıdadır.
  • Tane eti az sulu, gevrek, 2-3 çekirdeklidir .
  • Salkım orta veya büyük ( 400-500gr.) konik ve sıkıdır.
  • Özellikle tanelerin iriliği sofralık değerini artıran bir unsurdur.
  • Ege ve Akdeniz Bölgesi'nde yetiştirilen beyaz sofralık, çok iri, yuvarlak taneli, kısa budama orta mevsimde olgunlaşan bir çeşittir.Kısa budanmalıdır.
  • Açık köklü Asma Üzüm Fidanı için tıklayın. 
Bağcılık Takvimi OCAK: a) Ilık bölgelerde asma dipleri açılır. Boğaz kökleri temizlenir. Gübreleme yapılabilir. Bazı ılıman bölgelerde derin krizme yapılır.b) Soğuk hava depolarında muhafaza edilenüzüm çeşitleri piyasaya sevk edilir

ŞUBAT: a) Bağ kurulacak yerlerde ve eski tesislerde derin belleme (Krizma) yapılır, gübrelenir) Köklü ve köksüz asma çubuğu dikimi devam eder) 
Budama yapılmaya başlanır) Bağlarda kış mücadelesi yapılır. Omcalar bordo bulmacası ile yıkanırlar

MART: a) Bağ kurulacak yerlerde ve eski tesislerde toprak işlemesi ve 
gübrelemeye devam edilir) Köklü ve köksüz bağ çubuğu dikimine devam edilir) Don tehlikesi olmayan yerlerde bu ay içinde bağ budamasına son verilir. Tehlikesi olan yerlerde donların geçmesi beklenmelidir. Nispeten mutedil iklimli yerlerde ve ılıman bölgelerde aşılama işlemlerine de başlanır) Hastalık ve zararlılarla mücadele edilmeli, omcalar gözler patlamadan bordo bulamacı ile yıkanmalıdır (soğuk bölgelerde)

NİSAN: a) Bağlarda İlkbahar kirizması yapılır. 
Asmaların boğazları açılır. Gerekli gübreleme işleri yapılır) Bazı bölgelerde asma çubuğu dikimi bu ay boyunca da devam eder) Bağlarda budama sıkı bir şekilde devam eder. Bazı ılık bölgelerde uç alma işlemi uygulanır. Omcalar hereklere alınır. Bazı bölgelerde aşılama devam eder) Hastalık ve zararlılara karşı ilaçlama önemle yürütür

MAYIS: a) Bazı serin bölgelerde bağlarda toprak işlemesi ve 
gübreleme uygulaması yapılır) Asma çubukları dikimi devam eder) Serince bölgelerde budama, boğaz açma, aşılama devam eder. Ilık bölgelerde uç alma ve hereklere bağlama işleri yürütülür) Mildiyu ve küllemeye karşı mücadele yapılır. Diğer zararlılarla da savaşılır

HAZİRAN: a) Bazı bölgelerde toprak işlemesi ve 
gübreleme devam eder) Bağlarda sulama, uç alma, boğaz açma, çapalama, hereklere bağlama ve diğer bakım işleri devam eder) Her türlü hastalık ve zararlılarla mücadele yapılır. Ay sonuna doğru turfanda üzümler hasat edilmeye başlanır. Piyasaya arz edilir

TEMMUZ: a) Bağlarda 
toprak işlemesi durmuştur) Dikim işleri görülmez) Bağlarda uç alma, filiz alma, yaprak seyreltme, sülük ve bilezik alma, koltuk alma ve hereklere bağlama işleri devam eder. Sulama, çapalama gibi bakım işleri yürütülür) Her türlü bağ hastalık ve zararlıları ile mücadele edilire) Bağlarda üzüm hasadı başlar. Ambalaj ve pazara sevki yanında değerlendirme usullerine de başvurulur. Bilhassa kurutmacılık ay sonunda başlar

AĞUSTOS: a) Bağlarda uç alma, yaprak toplama, sulama gibi bakım işleri yapılır) Her türlü bağ hastalık ve zararlıları ile mücadele edilir) Hasat, pazarlama ve değerlendirme işleri devam eder

EYLÜL: a) Bağlarda sulama, hereklere bağlama gibi bakım işleri devam eder) Çeşitli hastalık ve zararlılarla mücadele yapılırc) Üzüm hasadı, pazarlaması ve çeşitli yollarla değerlendirilmesine devam edilir

EKİM: a) Bağlarda 
toprak işlemesi ve bakım işleri durmuştur) Kışı yaprak altlarında ve kovuklarda geçirecek böceklerle yumurtalarına karşı mücadele devam eder) Üzüm hasadı ay ortalarına kadar yapılır. Kurutulma, pekmez, sirke, şıra şeklinde değerlendirme devam eder

KASIM: a) Bağlarda sırık ve herekler toplanır ve gelecek yıla saklanır. Bağlara koyun ve sığır sürüleri salınarak yapraklar yedirilir. Böceklere yuva teşkil eden örtü böylece kaldırılır. Bazı soğuk bölgelerde omcalar toprakla höyük şeklinde örtülür) Bazı sıcak bölgelerde 
üzüm hasadı ve değerlendirilmesi devam eder

ARALIK: a) Bağlarda herekler toplanır ve saklanır) Üzümler depolarda muhafaza edilir ve pazarlanır.
TOPRAK HAZIRLIĞIBağ yeri seçildikten sonra toprağın hazırlanması işlemine geçilir. Arazide varsa, büyük kayalar, ağaçlar ve çalılar temizlenir. Omcaları muntazam ve düzgün dikebilmek için tümsekler düzeltilir, çukurlar doldurularak toprak tesviyesi yapılır. Fazla su tutan yerlerde drenaj için önlemler alınır.

Asmanın ekonomik ömrü bakım koşullarına göre değişmekle birlikte 40 yılın üzerindedir. Bu nedenle ömrü bitinceye dek dikildiği yerde kalacağından, tesisinde çok titiz davranılmalıdır. İyi hazırlanmayan bir yere tesis edilen bağ iyi gelişemez, ömrü kısa, verimi az olur ve hastalıklara daha kolay yakalanır.

Yeni kurulacak bağ yeri, hiç işlenmemiş bir 
toprak üzerinde olacaksa alan iyi bir şekilde işlenmelidir. Eğer eski bir bağ alanı ise toprağı bir kaç yıl dinlendirilerek bol yeşil gübre ile gübrelenmelidir.

Asmanın iyi büyüyebilmesi, köklerinin derine gitmesi, toprak içinde iyi gelişmesine bağlıdır. Gelişme 
toprak yapısı ile ilgilidir. Tınlı kumlu topraklarda kökler çok derine gider. Sert yapı gösteren topraklarda köklerin derine gitmesi sınırlıdır. Bu tip toprakların krizma yapılmasi şarttır. Bilhassa yeni bağcılıkta krizma işine daha çok önem vermek lazımdır. Çünkü yeni bağcılıkta kullanılan Amerikan asma anaçlarının kökleri, çok kuvvetli ve süratli büyüdüklerinden toprağın gevşek ve süzek olması lazımdır. Asmaların gelişmemesi ve bazı bağların zamanından önce kuruması, krizmanın yapılmaması veya yüzlek yapılmasından ileri gelmektedir.

Krizma, 
bağ toprağının en az 40 cm derinlikte işlenmesidir. Bu işlem günümüzde krizma pullukları ile yapılmaktadır. Krizma pullukları, beygir gücü yüksek traktörlerle çekilir ve toprak 40-50 cm derinlikte işlenir. Krizmanın yapılma zamanı sonbahar mevsimidir. Krizma erken yapılmalı ve krizmanın bitimi ile asma fidanı dikimi arasında en az 6-8 haftalık bir zaman olmalıdır.Dikim
Sonbaharda krizma yapılmış arazi ilkbaharda düzeltildikten sonra, hayvan veya makina gücü ile işlenebilecek aralık ve uzunlukta çukurlar açılır. Bölgemiz iklimi sıcak olduğundan güneş zararlarını azaltmak için sıralamanın doğu-batı yönünde yapılması, meyilli arazilerde dik olması gerekir. Şimdiye kadar yapılan denemeler 
yeni tesis edilecek bağlarda sıra üzerinin 1,5-2 m. sıra arasının 2,5-3 m. olması gerektiğini ortaya koymuştur.

İşaretlenmiş yerlere iki kürek derinliğinde, bir kürek genişliğinde çukur açılır. Çukur açmanın makina ile yapılması daha avantajlıdır. Çukurların dip kısmına yanmış çiftlik gübresi, ince toprakla karıştırılarak konmalıdır. 
Dikim için fidanda budama yapılır. Yan ve boğaz kökleri tamamiyle, dip kökler ise 10 cm üzerinden çepeçevre kesilir. Oluşmuş sürgünlerin en kuvvetlisi bırakılır. Budaması yapılan köklü çubuk veya aşılı köklü topraklı fidan, açılan çukurun tam ortasına gelecek şekilde konur, fidanın gövde kısmının en az 10-15 cm.i toprak üzerinde kalacak şekilde açılan çukurlara 10-15 cm kalınlığında toprak atıldıktan sonra fidan hava almayacak şekilde sıkıştırılmalıdır. Daha sonra can suyu verilir ve fidanın yerini belli etmek için yanına bir herek dikilir.Asma fidanı dikimi yapılırken kısır çeşitler (morfolojik erdişi, fizyolojik dişi) saf olarak dikilmemelidir. Çünkü bu çeşitlerin polen tozlarının döllenme yeteneği yoktur. Bunun için dikim planı sekiz omcaya bir babalık veya iki sıraya bir dölleyici dikmek suretiyle yapılmalıdır.

Yalnız babalık olarak kullanılan çeşitlerin çiçek açma tarihleri döllenecek çeşitle aynı tarihe denk gelmelidir.

Bağcılıkta standart dikim şekilleri vardır. Bunlar;

a. Kare dikim: İnsan gücü ile toprağı işlenen, zayıf, toprağa dikilmiş ve kısa budama isteyen çeşitlerde uygulanır. Bu şekilde dikimlerde mesafe 1-2 m. dir.

b. Dikdörtgen dikim: Yüksek terbiye sistemleri ile kurulmuş bağlara verilen şekildir. Bu şekilde bağların işlenmesi hayvan veya makina gücü ile yapılır. Sıra üzeri dar, sıra araları ise geniş tutulur. Sıra üzerlerinin araları 1-2 m, sıra araları ise 2-3 m arasında değişir.

c. Üçgen dikim: Bu dikimde her üç kenar birbirine eşittir. Altı omca birleştirilince bir heksagonal şekil oluşur zor bir dikim şeklidir. Daha çok küçük işletmelerde uygulanır.
SULAMA

Bağların sulanması konusu, özellikle yurdumuzda sulama sistemlerinin giderek yaygınlaşması nedeniyle önem kazanmaktadır. Asmanın büyüyüp gelişmesi için topraktaki su miktarının daimi solma noktasının üstünde olması gerekir.

Asmanın hızlı gelişme devresi olan mayıs-haziran ayları ile salkımların ben düşme zamanında (Temmuz ) kök bölgesinde yeterli su bulunmadığı hallerde omcaların gelişmesi yavaşlar, yapraklar pörsür ve renkleri solar.

Salkımlardaki taneler normal iriliklerini alamaz ve rengi donuklaşır, üzerlerinde güneş yanıkları artar. Böyle durumlarla karşılaşınca bağın suya ihtiyacı olduğu anlaşılmalıdır.

Kış yağmurları normal düşmüşse toprak tarafından tutulmuş olan su bağların bahar gelişmesine yeterli olmaktadır. Sulama imkanı olan taban bağlarda iki defa sulama ve sulamalardan sonra tava gelince toprak işleme çok iyi sonuç vermektedir. Kışın kurak geçmesi halinde bir de bağlar uyanmadan önce bir su verilip ardından toprak işleme yapılması yerinde olur.

Bölgemizde gerek su kaynaklarının kıtlığı, gerek bağ alanlarının eğimi ve gerekse halkın ön yargısı nedeniyle bağlarda sulama yapılmadığı görülmektedir. Ancak, yeni dikilen bağlarda yılda 2-3 defa sulama yapıldığı gözlenmiştir. Oysa Güneydoğu Anadolu Projesi içinde yer alan bölgemizde ilkbahar ve yazın kurak geçtiği düşünülürse bağların sulanmasının zorunlu olduğu anlaşılacaktır. Bu nedenle özellikle Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında 3-6 kere iklim durumuna göre sulama yapılması uygundur.

Bağlarda çiçeklenmenin hemen sonrasında ve tanelere ben düşme başlangıcında sulamaya özellikle dikkat etmek gerekir. Kurutmalık ve şaraplık bağlarda ise meyvenin olgunlaşmasından 3-4 hafta önce sulama kesilmelidir.

Bağa verilecek su miktarı iklime, toprağa ve çeşide göre değişiklik gösterir. Toprağın üstten 60-70 cm'lik kısmı suya doymalıdır. Bunu anlayabilmek üzere sulama yapıldıktan sonra bir demir çubuk toprağa batırılmalı ve rahatça ilerlediği derinlik suyun işleme seviyesi olarak kabul edilmelidir. Karığın suyla doldurularak suyun sıra sonuna ulaşması da verilecek su miktarının yeterliliğinin tesbitinde bir ölçü olarak kullanılmaktadır.

Yurdumuzda bağlarda sulama çoğunlukla karık usulüyle yapılmaktadır. Ancak son yıllarda damla sulama ve sprink yöntemi ile bağların sulanması önem kazanmıştır.
BUDAMA
Asmanın budanması çok bilgi ve beceri isteyen bir teknik iştir. Bu nedenle asmanın fizyolojisini ve budama esaslarını bilmek gerekir. Aksi halde üzümün kalitesi düşmekte, verim azalmaktadır.

Ekolojik ve kültürel sebeplerin etken olduğu budamada esas, bir yıllık sürgünler üzerinde, üzüm çeşitlerine göre mahsuldar gözlerin yerinin bilinmesi şartı ile asmanın kaldırabileceği kadar verimli çubuk (göz) bırakmak ve lüzumsuz çubukları kesmektir.

Bölgemiz bağları genel olarak karışık 
budama şeklinde budanmakta ve şekil olarak da düzgün olmayan gobleyi andırmaktadır. Budama zamanı olarak görülen en hatalı uygulama sonbaharda yapılan budamadır. Bölgemizde budama ocak-şubat, hatta mart aylarında yapılması uygundur.

Budama şekli açısından hem daha yüksek bir verim ve kalite elde edilmesi, hem de özellikle boncuklanmanın önlenmesi açısından 5-8 göz üzerinden uzunlu kısalı karışık budamaya imkan sağlayan telli terbiye şekillerinden 60-80 cm gövde yüksekliğine sahip "guyot sistemi" ya da "guyot + T" terbiye şeklinin uygulanması önerilmektedir.
BAĞ HASTALIK VE ZARARLILARI


Bu dersimizde daha iyi ürün elde edebilmek için, önemli bağ hastalık ve zararlılarını tanımlayacak, bunlara karşı yapacağınız kültürel ve kimyasal mücadele metodlarından bahsedeceğiz.

Bağ Küllemesi

Bağ hastalıkları arasında en fazla bilinen ve en sık görülenidir. Hastalığı bir tür fungus (mantar) meydana getirir. Hastalık omcanın bütün yeşil organlarında görülebilir. İlk gelişme döneminde genç yapraklarda hastalık güç farkedilir. Yaprağın alt yüzünde yağ lekesine benzeyen, üst yüzünde renk açılması gösteren belli belirsiz tekeler oluşur. Yaprak yaşlandıkça normal parlaklığını kaybeder, kalınlaşıp gevrekleşir. Daha ileri dönemde yaprak yüzeyinde kirli beyaz renkte kül serpilmiş gibi lekeler oluşur ve kenarlarından içe doğru kıvrılır. Hastalığa erken yakalanan tane büyüyüp gelişemez, olgunluğa yakın dönemde hastalığa yakalanırlarsa danelerin çatladığı, çekirdeklerin dışa doğru çıktığı görülür.
Çubuklar üzerindeki lekeler, yeşil dönemde iken siyahımsı, sonbaharda odunlaşmış dönemde ise kahverengimsidir. Hastalık Türkiye'nin hemen her yöresindeki bağ sahalarına yayılmış durumdadır. Mücadelesi yapılmadığı zaman büyük oranda ürün kaybına yol açar ve omcayı zayıflatarak bir sonraki yılın ürününü de etkiler.

Mücadelesi

Hastalıkla mücadelede kültürel önlemler önem taşır. Kısa 
budama ile omcaların çubuk ve tomurcuk pullarında kışı geçiren mantarın zararını bir ölçüde hafifletmiş oluruz. Omcaların havalanmasına ve güneşlenmesine imkan veren budama şekliyle de hastalığın şiddetini azaltma şansı yaratılmış olur.

İlaçlı Mücadelesi


Külleme hastalığına karşı ülkemizdeki farklı bölgelere göre ilaçlama sayıları değişmekle beraber, genellikle yılda iklim şartlarına bağlı olarak, 3-5 arasında olmaktadır.

Birinci İlaçlama: Çiçeklenmeden önce ve sürgünlerin 20-25 cm. boya ulaştığı devrede yapılmalıdır.

İkinci İlaçlama: Çiçek taç yapraklarının döküldüğü ve korukların saçma tanesi iriliğine ulaştığı devrede uygulanmalıdır.

Üçüncü ve diğer ilaçlamalar kullanılan ilacın etki süresine bağlı olarak 1 hafta ya da 10 gün aralar ile hastalığın durumuna göre yapılmalıdır. İlaçlamalarda Tarım ve Köyişleri Bakanlığının il, ilçe ve köylerdeki ilgili uzmanlarına danışılarak hangi ilacın kullanılacağı öğrenilmelidir. Bu uzmanların Teknik talimatlarla dayanarak yapacağı tavsiyeler doğrultusunda davranılmalıdır.

Bağ küllemesi ile mücadelede kükürtün yanı sıra kullanma izni olan bazı sistemik ilaçlar kullanılabilir. Kükürt toz olarak bulunabileceği gibi suda eriyebilir nitelikte olanlar da vardır. Toz kükürt kullanılacak ise sabah erken saatlerde yahut akşam üzeri atılması uygundur.

Sistemik ilaçları sık sık ve birbiri ardı sıra bilinçsizce kullanmak bazı durumlarda sakıncalı sonuçlar doğurabilmektedir. İlgili tarım kuruluşlarından bilgi alınmalıdır. En iyisi bir kez sistemik ilaç kullanılmışsa arkasından gelen ilaçlama kükürtle yapılmalı ve ilaçlamalar münavebeli sürdürülmelidir.

Mildiyö

Bağcılar arasında Pronos diye bilinen bir fungal (mantari) hastalıktır. Daha çok yağışlı ve rutubetli ilkbahar ve yaz başlangıcında dikkati çeker. Kurak bölgelerde ve yörelerde pek görülmez. Ülkemizde, külleme hastalığı gibi her yıl görülen bir hastalık değildir. Ancak görüldüğü yıllarda ve yerlerde mücadelesi yapılmazsa çok büyük ürün kayıplarına yol açar. Asmanın her türlü yeşil organını (yaprak, sürgün, salkım, sülük) hastalandırabilir. Sürgünler 25 cm boya ulaşınca hastalık önce yapraklarda dikkati çeker. Başlangıçta yaprak bir yağ lekesi görünümünde olan lekelerin bir süre sonra alt yüzünde beyaz bir küf örtüsüyle kaplandığı görülür. Bu kısımlarda yaprak rengi sarımtıraktır. Lekeler zaman geçtikçe büyür orta kısımları kızarır kurur ve dökülür. Sürgünler de bazen hastalığa yakalanır. Hastalık şiddetli olursa sürgünleri kurutabilir. Çiçek salkımlarının hastalığa yakalanmaları sıkça görülür. Böyle çiçek salkımları bembeyaz bir küf örtüsüyle kaplanır ve sonuçta kururlar. Daneler ise külleme hastalığında olduğu gibi çatlamaz sadece suyu çekilir, buruşur ve adeta meşinleşir.

Mücadelesi

Kültürel Önlemler

Özellikle hastalığın art arda görüldüğü yıllarda ve yerlerde yere dökülmüş hastalıklı yaprakları ve omca üzerinde hastalıklı kısımları toplayıp imha etmek bir sonraki yıl için yararlı olur.
İlaçlı Mücadele

Bugün ülkemizde bu hastalık için geliştirilmiş tahmin ve uyarı sistemi ile uygulamaların yapıldığı bölgeler olduğu gibi klasik mücadelenin uygulandığı yöreler de vardır. Tahmin ve uyarı sistemine ileriki sayfalarda yer verileceği için burada klasik mücadele biçimine değinilecektir. Hangi sistem uygulanırsa uygulansın mücadeleye hastalık görülmeden önce başlamak esastır. Bu bakımdan genellikle sürgünler 20-25 cm. boya ulaştığında 1. ilaçlamayı yapmak gerekir. 2. ve daha sonraki ilaçlamalar için yörede hastalığın görülüp görülmediğine ve havanın yüksek orantılı nemli, yağışlı ve çiğli olup olmadığı dikkate alınarak karar verilir. Hastalığın çıkışı için uygun koşullar varsa ilaçlamalara devam edilmelidir.

Bu konuda Tarım ve Köyişleri Bakanlığının kitle haberleşme araçları ile yaptığı duyurular dikkatle izlenmelidir. Mildiyöye karşı bordo bulamacı veya ruhsatlı diğer hazır ilaçlar koruyucu olarak kullanılabilir. İlaçlamalara nem ve yağış devam ettiği sürece devam edilmelidir.

İlaçlamalarda dikkat edilmesi gereken husus pülverize edilen ilacın, omcanın bütün yeşil aksamını ve özellikle de yaprakların alt ve üst yüzeylerini ince zerreler halinde tam olarak kaplamasını sağlamaktır.


Bağlarda Ölü Kol Hastalığı

Bağlarda görülen fungal (mantari) hastalıklardan biridir. Omcanın bütün yeşil kısımlarında görülebilir. Ancak daha çok sürgünlerde dikkati çektiği için, bir sürgün hastalığı olarak bilinir. Bu yüzden bazı yörelerde sürgün kuruması olarak da anılır. İlkbahar veya yaz başlarında sürgünler üzerinde önceleri siyah lekecikler halinde görülür. Daha sonra da birleşip genişleyen bu lekeler yüzeyde çatlak ve yaralar meydana getirir. Bu belirtiler sürgünlerin daha çok dip kısımlarında ilk 5 boğuma kadar olan bölgelerde yoğunlaşır. Yapraklar ise sararır buruşur ve parçalanır. Daneler üzerinde de yuvarlak siyah lekeler meydana gelir. Sonbahara doğru hastalığa yakalanmış çubuklar beyazlaşarak hastalık için çok tipik olan bir görünüm alırlar.

Mücadelesi

Kültürel Önlemler
Asmalarda budama ve temizleme işleri zamanında yapılmalı hasta sürgünler dipten kesilerek bağdan uzaklaştırılmalıdır. Budama artıkları bağın içinde bırakılmamalı mutlaka imha edilmeli, yakılmalıdır.

İlaçlı Mücadele


Kış İlaçlaması

Budamadan sonra gözler uyanmadan hemen önce yapılmalıdır.

Yaz İlaçlamaları

1. İlaçlama: Sürgünlerin 2-3 cm boya ulaştığı devrede

2. İlaçlama: Sürgünlerin 8-10 cm boya ulaştığı devrede

3. İlaçlama: Sürgünlerin 25-30 cm boya ulaştığı devrede yapılmalıdır.

Kış ilaçlamalarında %4'lük bordo bulamacı veya ruhsatlı kışlık ilaçlar kullanılabilir. Yaz ilaçlamalarında da yine bu hastalık için ruhsatlı ilaçlardan biri seçilerek kullanılmalıdır.

Kurşuni Küf

Kurşuni küf hastalığı sadece bağda değil çok sayıda bitkide görülmektedir. Hastalığı bir tür fungus (mantar) meydana getirir. Ilıman ve serin, yağışlı iklimler hastalığı teşvik ederler. Hastalık daha çok üzümlerin olgunlaşma dönemi ile birlikte ortaya çıkmaktadır. Özellikle hasadı sonbaharda olan çeşitlerde daha da önem kazanmaktadır. Hastalıklı taneler üzerinde yuvarlak açık kahverenginde lekeler oluşur, bu lekeler parmakla bastırılacak olursa, kabuğun üzümün etli kısmından kolayca ayrıldığı görülür. Kurak havalarda bu taneler kururlar. Nemli ve yağışlı havalarda ise taneler yarılır, içindeki tatlı su dışarı çıkar, ve bunların üzerinde kurşuni renkli küf tabakası oluşur. Küf zamanla salkımın her tarafını kaplar. Salkım güvesinin, dolunun ve kuşların yol açtığı yaralar hastalık için kolay birer giriş yoludur. Kurşuni küf bağda, depoda ve nakliyat sırasında üzümün kalitesini düşürür.


Mücadelesi

Kültürel Önlemler

Bağlarda aşırı azotlu gübrelemeden kaçınılmalıdır. Asmalarda güneşlenme ve havalanma iyi bir şekilde sağlanmalıdır. Salkımlarda yaralanmalara meydan verilmemelidir. Özellikle salkım güvesi mücadelesi çok iyi gerçekleştirilmelidir.

İlaçlı Mücadele

İlk ilaçlama, tanelere ben düşme zamanında yapılmalıdır. Diğer ilaçlamalar ilacın etki süresi bitince yinelenmelidir. Son yapılan ilaçlama ile hasat arasında geçmesi gereken gün sayısı dikkate alınarak mücadeleye son verilmelidir. Bu süre, ilaçların üzerindeki etiketlerinde yazmaktadır. Hasat bu süreden önce yapılmamalıdır.

Bağ Kanseri

Bu hastalığı bir tür bakteri meydana getirmektedir. Bağcılık yapılan hemen her ülkede görülen bu hastalığa ülkemizde Orta Anadolu bağlarında daha sık rastlanmaktadır. Ege Bölgesi'nde ise soğuk ve don olaylarının fazlaca görüldüğü kesimlerde dikkati çeker.

Bağ kanseri,
 fidanlıklarda, asma fidanlarının aşı yerlerinde ve köklerinde omcalarda ise toprak üstü kısımlarında, fındık veya ceviz büyüklüğünde tümörler şeklinde görülür. Tümörler yeni meydana geldiğinde yuvarlak, yüzeyleri düz, renkleri açık kahverengi ve yapıları yumuşaktır. Eskidikçe renkleri esmerleşir ve yüzeyleri çatlayarak girintili çıkıntılı bir hal alır. Adeta karnabahar çiçeğini andırır.

Kanserle bulaşık fidanlar iyi gelişmezler ve bu fidanlarla tesis edilen bağlar hastalıklı olur. Yıldan yıla şiddetini arttıran hastalık asmaları zayıflatır, ürün miktarı düşer ve sonunda asmalar kurur.

Mücadelesi

Kültürel Önlemler

Fidanlık toprağının bu hastalıkla bulaşık olması en önemli husustur. Şüpheli fidanlıklardan köklü fidan ya da aşı kalemi alınmamalıdır. Şüpheli hallerde Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ilgili kuruluşlarının tavsiyeleri doğrultusunda dezenfekte edilmesi gerekir.

Kanser, eğer fidanlıkta değil de bağda görülmüş ise ilaçlama ile birlikte koruyucu önlemler almak gerekir. Hasat sonrasında Ağustos Eylül aylarında önce tümörler bağ bıçağı ile sağlam dokuya kadar derinleşerek çıkarılır ve temizlenir. Sonra yara yerlerine %5'lik göztaşı eriyiği sürülür daha sonra bitkisel katranla yara yeri örtülür.

Koruyucu önlem olarak da budama, don ve dolu yaralarından olabilecek bulaşmaları önlemek için bu gibi olaylardan hemen sonra bağlar %3'lük bordo bulamacı ile ilaçlanmalıdır.
Bağ Zararlıları

Maymuncuk 

Maymuncuklar genellikle siyah veya koyu kahverenkli 5-15 mm boyunda böceklerdir. Vücutlarının üzeri yaldızla kaplı veya çizgilidir. Ağız parçaları kısa ve geniş hortum şeklindedir. Yurdumuzda bölgelere göre zaman zaman yoğun olarak bulunmakla beraber daha ziyade kumsal ve taban yerlerde tesis edilmiş olan bağlarda her yıl ve yer yer görülürler.

Maymuncuk erginleri ilkbaharda gözler uyanmağa başladığı zaman kışladıkları yerden çıkarak kabarmakta olan gözleri genç aşıları, filizleri daha sonraları yaprakları yemek suretiyle zarar yaparlar. Yoğunlukları fazla olduğunda gözlerin uç kısmından başlayarak taban kısmına kadar tamamen yediklerinden, zarar yaptığı omcalar yeşermezler.

Böyle bir bağa uzaktan bakıldığında don vurmuş bir bağ gibi, görünür. Maymuncuklar gözlerden başka olgun yapraklarda da beslenirler. Yaprakların kenarlarını yarım yuvarlak şekiller meydana getirecek şekilde, damar aralarını genişçe, muntazam sadece yaprak damarları kalacak şekilde yemek suretiyle de zararlı olurlar.

Larvalar (kurtlar) omcaların kökleri ile beslenirler. Yoğun larva hücumuna uğrayan omcalar kurur veya cılız kalıp verimden düşer. Özellikle yeni kurulmuş bağlardaki zararları önemlidir.

Maymuncukların en ekonomik zararı baharda gözlerde meydana getirdikleri zarardır. Özellikle zararlı yoğunluğu fazla ise zarar gören omcalardan o yıl ürün almak mümkün olmaz.

Maymuncuklar kışı ergin halde toprakta, omca kabukları altında, yere düşmüş yapraklar altında geçirirler. İlkbaharda gözler uyanmaya başlarken omcalara tırmanarak kabaran gözleri, daha sonraları yeni çıkan yaprakları yiyerek beslenirler. Gündüzleri omcaların dibinde, toprakta, omcanın yarık ve çatlaklarında, kabuk altında gizlenirler. Geceleri faaliyete geçerler. Yumurtalarını omcaların dibine veya toprak içerisine bırakırlar. 15-20 gün sonra yumurtalardan çıkan larvalar bitki kökleri ile beslenerek gelişirler. Toprak içerisinde yaptıkları odacıklarda pupa olurlar. Pupa dönemleri genel olarak 20-35 gün devam eder. Çıkan erginler asma yapraklarında beslenirler. Yılda 1-1,5 döl verirler.

Mücadelesi

Bağın içinde ve çevresinde zararlının kışlayabileceği barınak yerleri yok edilmeli, bağ otlu bırakılmamalıdır. Ayrıca zararlının omcaya yerden sürünerek tırmanması dolayısıyla, omcaların dallarına yapışkan bir macunun çepeçevre sürülmesi halinde gelen erginler, yakalanır ve bunlar kısa aralıklarla yapılan kontrollerde yok edilebilir.

Erken ilkbaharda zararlının çıkması muhtemel olan zamanlarda bağlarda gözlemler yapılmalı, zararlının kendisi veya zararı görülür görülmez ilaçlamaya geçilmelidir. İlaçların uygulanmasında omcaların tümüyle ilaçlanmasına özen gösterilmesi, özellikle gözlerin ve kök boğazlarının da ilaçla kaplanmış olması gerekmektedir.

Bağ Salkım Güvesi

Salkım güvesi ergini küçük bir kelebektir. Kelebeğin kanat açıklığı 10-12 mm, boyu 6 mm kadardır.

Ön kanatların zemini gri renkte, üzeri gri-mavi, kahverengi, kızılımsı sarı ve zeytin yeşili renklerle mozaik gibi süslüdür. Arka kanatlar ise gri renkte açık sarı, mavi parıltılıdır. Etrafı saçaklıdır. Yumurta mercimek şeklinde ve çok küçüktür. Larva yumurtadan yeni çıktığında yaklaşık 1 mm boyundadır. Olgun larva ise 9-10 mm boyundadır. Larvanın vücut rengi genellikle sarımsı yeşildir. Koyu renkli üzüm çeşitlerinde beslenen larvanın rengi mor renkte olabilir. Larvanın başı kahve renklidir. Larva her döneminde çok hareketlidir. Rahatsız edildiğinde salgıladığı ince bir iplikle kendini yere sarkıtır.
Pupa kahve renginde ve boyu 5-7 mm' dir. Beyaz bir kokon içinde bulunur. Salkım güvesi yurdumuz bağlarının tümünde yayılış göstermektedir. Salkım güvesinin 1. döl larvaları salkımın tomurcuk ve çiçekleri, 2. döl larvaları korukları 3. döl larvaları olgun taneleri delip içine girerek beslenir. Tomurcuk çiçek veya tanede beslenen larva oradan çıkıp hemen yanındakine girerek içinde beslenir. Bu şekilde birden fazla tanede beslenir. Bu arada beyaz renkli salgıladığı ipliklerle taneleri birbirine birleştirir. Olgun üzümde beslenme esnasında tanelerde sulanma başladığı için larva bir tane içinde uzun süre kalamaz ve daha fazla yer değiştirir. Bu arada larvanın girip çıkarken deldiği tanelerden akan şekerli su çürüklük meydana getiren mantarların çoğalması sonucu salkımda önemli derecede zarar meydana gelir. Salkım güvesi bu şekilde direkt olarak üründe meydana getirdiği zararla bağların en önemli ve en ekonomik öneme haiz zararlısıdır.

Ayrıca yaş üzüm ihracatında ambalajlamada sorun olarak karşımıza çıkar. Zarar görmüş üzümlerden yapılan şarapların da kalitesi düşük olur.

Salkım güvesi kışı omca kabuklarının altında ya da barınabileceği yerlerde pupa halinde geçirir. İlkbaharda uygun orantılı nem ve sıcaklıkta pupalardan kelebekler çıkar. Kelebekler gündüzleri omcanın iç kısımlarında hareketsiz dururlar. Akşamüstü güneş battıktan sonra sıcaklığın 10°C üstünde olduğu saatlerde uçuşmaya başlarlar. Uçuşlar gece yarısına kadar devam eder. Dişiler yumurtalarını baharda çiçek tomurcuklarına, çiçeklere ve çiçek saplarına bırakırlar. Bir dişi 60-70 yumurta bırakabilir. Yumurtalardan 8-10 gün sonra larva çıkar. Yeni çıkan larva bir süre dolaştıktan sonra çiçek kılıflarını delip tomurcuk veya çiçek kılıfı içine girer ve beslenir. Dört gömlek değiştirdikten sonra olgun larva salgıladığı iplikçiklerle bir kokon örer ve onun içinde pupa olur. 1. dölün yaşam süresi 35-40 gün kadardır. 2. döl larvaları korukta; 3. döl larvaları da asmanın olgun üzüm döneminde zararlı olurlar. Bu dönemlerde hava koşulları zararlının gelişme isteklerine daha uygun olduğundan bu döllerin gelişme süreleri daha kısadır. Salkım güvesi genellikle yurdumuzda 3 döl verir. Ancak hava koşulları zararlının isteklerine uygun olan bölgelerde ve yıllarda 4. bir döl daha meydana gelebilir.

Mücadelesi

Salkım güvesi larvalarının faaliyeti için sıcaklık ve orantılı nem bakımından omcaların iç ve alt kısımları daha uygun olduğu için salkım güvesi dişi kelebekleri yumurtalarını iç alt kısımlardaki salkımların üzerine bırakılır. Bu nedenle omcayı askıya almak, aralama ve uç almayı omcanın iç kısmını havadar tutacak şekilde yapmak, bağı otlu bırakmamak, kış temizliğine önem vermek zararlının faaliyetini azaltmak bakımından yararlıdır.

Bugün için salkım güvesi ile en etkin mücadele yöntemi kimyasal mücadeledir. Kimyasal mücadelede en önemli husus ilaçlama zamanının iyi bilinmesidir. Bunun için de Tarım ve Köyişleri Bakanlığına bağlı kuruluşlarda çalışan Ziraat Mühendisleri ve Ziraat Teknisyenlerince, tahmin-uyarı yöntemi esaslarına göre yapılan incelemeler sonucunda saptanan ilaçlama tarihleri, çeşitli araçlarla üreticilerimize bildirilmektedir. İlaçlamalar için uyarı alındığında görevli elemanların önerdikleri ilaçları, verilen dozlarda kullanmalıdır. Uygulamalarda özellikle salkımların ilaçlanmasına özen gösterilmeli ve ilaçlama günün serin saatlerinde yapılmalıdır.

Unlu Bit
Ergin dişi oval ve yassı biçimde, 3.5 mm uzunluğunda, 2-2,5 mm genişliğindedir. Vücut rengi sarı veya sarımsı turuncudur. Ancak üzeri un görünümünde beyaz mumsu tabaka ile örtülü olduğu için beyaz renkte görünür.

Yumurta, uzunca oval şekilde ve sarı renktedir. Yumurtalar beyaz mumsu iplikçiklerden oluşmuş yığınlar arasında kümeler halinde bulunur. Bir kümede 150-200 adet yumurta vardır.
Larva açık sarı renklidir. Mumsu örtüleri yoktur. Unlu bit asmanın her tarafına yayılarak, yaprak sürgün salkım ve gövdede zarar yapar.

Bitkinin özsuyunu emerek omcanın zayıflamasına, üründen düşmesine ve sonunda kurumasına neden olur. Unlu bitin salgıladığı tatlımsı maddeler çürüklük yapan mantarların gelişmesine ortam sağlar. Böylece bitki organlarının üzerinde siyah renkli küfler oluşur. Bunlar solunuma ve bitkinin güneş ışığından yararlanarak besin maddesi üretmesine engel olarak bitkiyi zayıf düşürdüğü gibi meydana gelen ürün de kalitesiz olur.

Unlu bit kışı ergin, yumurta ve çeşitli larva dönemlerinde omcaların kabuk altında, yarık ve çatlaklar arasında, kök boğazına yakın yerlerde geçirir. Mayıs ayı sonunda kışlağı terk eden ergin ve larvalar, beslenmek üzere omcanın yeşil kısımlarına tırmanırlar. Yaz ortalarında, taneler sulanmaya başlayınca salkımlara geçiş başlar ve bu dönemde çoğalmaları da hızlanır. Yumurta bırakma süresi uzundur. Bu nedenle, her zaman ergin yumurta ve larva dönemlerine her zaman birlikte rastlamak mümkündür. Bir dişi 250-600 adet yumurta bırakabilir.

Unlu bit sıcak ve nemli yerleri seven bir zararlıdır. Bu nedenle ilkbaharda ve yaz mevsiminde orantılı nem yüksek olduğu zaman çoğalmakta, kurak geçen yıllarda zarar daha az olmaktadır. Bu nedenle unlu bitin zararı yıldan yıla değişmekte ve özellikle sık dikilmiş nemli ve gölgelik bağlarda daha fazla zarar yapmaktadır. Unlu bit yurdumuzda 2-6 döl vermektedir.

Mücadelesi

Çok su tutan taban arazide ve gölgelik yerlerde bağ tesis edilmemelidir. Zorunlu kalındığı taktirde omcalar seyrek dikilmeli ve sürgünler yükseltilmelidir.

Bulaşma görülen bağlarda omcaların yaprakları seyreltilmeli, salkımların havalanması temin edilmelidir. Ayrıca kışın budama yapılırken kabuklar soyulup yakılarak, zararlı yoğunluğunun azalması sağlanmalıdır.

Bağda unlu bite karşı kimyasal mücadele iki devrede yapılabilir. 1. devre omcanın gövdesinde kabuklarda ıslaklık görülmeye başladığı ve unlu bitin bitkinin yeşil kısımlarına doğru yürümeye başladığı devredir. Bu devrede koruklar tahminen nohut büyüklüğündedir. 2. devre unlu bitin yaprak ve salkımlara geçtiği tanelerin sulanmaya başladığı devredir.

Ancak 1. devrede zararlı birkaç omcada ve çok seyrek olarak rastlanmışsa sadece 2. devrede ilaçlama yapılmalıdır.

İlk devrede omcaların çoğunda, bulaşma saptanırsa ve ayrıca ihraç edilen çeşitlerde her iki devrede de ilaçlama yapmak zorunludur.

Her iki devrede de tarım teşkilatlarınca öğütlenen ilaçlar önerilen dozlarda yazlık yağ ile karıştırılarak kullanılmalıdır. Ancak yazlık yağların kükürt ile karışması halinde yakma yapabileceği göz önünde bulundurularak bağlarda kükürt kullanılması gereken durumlarda unlu bite karşı yapılan uygulamalarla kükürt uygulaması arasında en az 15- 20 gün zaman bulunmalıdır. Mecbur kalınırsa, ilaçlar yazlık yağ karıştırılmadan kullanılmalıdır.

İlaçlamalarda gövde, sürgün ve salkımların iyice ilaçlanmasına dikkat edilmeli ve ilaçlama kaplama şeklinde yapılmalıdır.

Bağ Uyuzu

Bağ yaprak uyuzunu meydana getiren zararlı, gözle görülemeyecek kadar küçük bir akardır. Akar kışı asmanın gözlerindeki tüyler arasında, kalın ve ince dalların çatlakları arasında ergin halde geçirir. İlk baharda taze yapraklara geçerek beslenmeye başlar. Yaprakları alt yüzünden emer. Emgi yaptığı yerlerde yaprak üst yüzüne doğru kabarcıklar meydana gelir. Kabarcıkların içinde beyaz renkli tüyler meydana gelir. Dişiler bu tüylerin arasına yumurtalarını bırakır. Yumurtalar açılınca çıkan yavrular da aynı erginler gibi beslenerek zararlı olurlar.

Bu akar türü yılda 7-8 döl vermektedir. Bu nedenle yapraklardaki belirtiler devamlı olarak görülür. Uygun giden havalarda bulaşmalar çok olduğu için yaprakların üstünde, çiçek tomurcuklarında ve çiçeklerde de beslenir ve ağır zararlar meydana gelir. Kabarcıkların içinde önceleri beyaz renkli olan tüyler zamanla kahverengi olurlar. Yeni bulaşmalarla meydana gelen kabarcıkların üzerindeki tüyler beyaz renklidir. Beslenme İlkbaharda gözler açılırken başlar, geç sonbahara kadar devam eder. Zarara uğrayan yapraklar özümleme işini tam olarak yapamazlar ve zararının yoğunluğu oranında ürün miktarı etkilenir.


Külleme hastalığı için kükürt kullanılıyorsa bu zararlının zararı pek hissedilmez. Çünkü kükürt bu zararlıyı da kontrol altında tutar. Ancak kükürt kullanılmayan bağlarda yapraklarda kabarcıklar görüldüğü zaman ilaçlama yapılmalıdır

Bağ Filokserası


Filokseranın köklerde yaşayan formuna kök filokserası, yapraklarında yaşayan formuna yaprak filokserası denir.

Kök filokserası yerli asmaların köklerinde, yaprak filokserası ise Amerikan asmalarının yapraklarında zarar yapar.

Kök filokserası oval veya armut şeklinde, sarımsı yeşil esmer, kırmızı kahverengine kadar değişen renklerdedir. Sırtında koyu renkli lekeler vardır. Ağız uzun bir emici hortum şeklindedir. Vücut uzunluğu 0,5-1,3 mm' dir.

Yaprak filokserası ise 1,5-1,7 mm, sarı renkli sırt kısmı lekesizdir. Emici hortumu daha kısadır.

Ayrıca filokseranın kanatlı ve kanatsız olan formları vardır. Filokseranın değişik formları tarafından 4 farklı tipte yumurta bırakır. Bunların bir kısmı küçük bir kısmı büyüktür. Bir kısmı döllenmiş bir kısmı döllenmemiş yumurtadır.

Yumurtalardan çıkan larvalar gözle görülmeyecek kadar küçüktür. Boyları 0,55 mm kadardır. Yeşilimsi sarı renklidir. Dört gömlek değiştirdikten sonra ergin olurlar.

Yurdumuzun tüm bağ yetiştiriciliği yapan yerlerinde yayılmıştır. Zaman zaman hissedilecek derecede zarar yapar. Kök filokserasının köklerde beslendiği yerlerde emgi sonucu meydana gelen şişkinlikler görülür. Bu şişkinliklerin çürüyüp dağılmaları ve bu şeklin devamlı tekrarı köklerin görev yapamaz hale gelmesine sebep olur.

Yaprak filokserası ise yeni açılan tomurcuklara girerek taze tomurcuk ve yaprakları sokup emer. Emgi noktalarında yaprak dokusu alt yüze doğru çıkıntılar yaparak şişkinlikler meydana gelir.

Filoksera ile bulaşık olan bağlarda zamanla sürgünlerde genel bir durgunluk, omcada zayıflık, yapraklarda küçülmeler, sararmalar görülür. Boğum araları daralır. Çubuklar odunlaşamadıklarından kışın soğuktan etkilenirler. Ayrıca salkımlarda tanelerin seyrekleştiği, normal şekerleme ve renklenmenin olmadığı görülür. Omcalar birkaç yıl içinde ağır bir durgunluk göstererek kururlar. Bu tip omcalar bağın içinde kümeler halindedir:

Kök filokserası, kışı nimf halinde omca köklerinde geçirir. İlkbaharda beslenerek ergin olurlar ve yeni dölleri vermeye başlarlar. Köklerde yumurtalar ve larvalar ana etrafında birlikte bulunurlar. Beslenen ve gelişen larvalar ergin olarak yaz süresince bir kökten diğerine ve toprak yarık ve çatlaklarına çıkarak diğer omcalara geçerler. Bunlara göçmen denir ve yeniden çoğalarak yeni bulaşmalara sebep olurlar. Bir yılda 4 veya daha fazla döl verirler.

Yaprak filokserası, kışı omca gövde ve dallarının kabukları arasında yumurta halinde geçirir. Havaların ısınması ve gözlerin uyanması ile birlikte yumurtalar açılır ve genç larvalar genç yapraklara giderek yaprakların alt yüzeylerinde şişkinlikler meydana getirirler. Yaz boyunca 6-7 döl verir.

Filokseranın omca kökünü emdiği kısımda omcanın gösterdiği reaksiyon ile bir mantar tabakası meydana gelir ve bu tabaka kökün iç kısımlarını çürümekten korur. Yerli asmalarda bu reaksiyon yavaş olduğundan mantar tabakası ya çok ince teşekkül eder veya hiç teşekkül etmez. Amerikan asmalarında bu tabaka çok kalın olmaktadır. Bu bakımdan %60'dan az kum ihtiva eden topraklarda bağ tesisinde toprağın tipine göre filokseraya dayanıklı, toprağın kireç oranına, üzerine aşılanacak asma çeşidine ve bölge koşullarına uyabilen anaçlar kullanılmalıdır. Filoksera ile mücadelede en etkili yöntem budur. Bundan başka şu hususlara da dikkat edilmelidir;

Filoksera'nın bulunduğu bölgelerde temiz bölgelere topraklı veya topraksız asma fidan ve çubukları nakledilmemelidir.

Kök filokserasının kimyasal mücadelesi yoktur. Yaprak filokserası için yapraklarda şişkinlikler görülür görülmez fidanlıklarda bulunan aşısız köklü Amerikan asma fidanları sökülerek yakılmalıdır. Filokseranın kontrolü ancak karantina önlemleri ve dayanıklı asma anaçlarının kullanılmasıyla mümkündür. Bu nedenle filokseraya dayanıklı anaçların üzerine yerli çeşitlerin aşılanmasıyla oluşmuş fidanlarla bağ tesis etmek, filokseradan korunmak için tek yöntemdir.